Thumbnail
  • 15.12.2023

Güzel Türkçemiz’de yer alan “Sakınılan Göze Çöp Batar” atasözü aşağıda anlatacağım olayı çok güzel anlatıyor. TCS World Travel seyahat firmasının düzenlediği çok konforlu dünya turu, özel jete çevrilmiş uzun menzilli Airbus A321 LR yolcu uçağı ile yapılıyordu.

A321 LR uçağı, Airbus’ın uzun menzilli yolcu uçağı. Bu uçak 206 yolcu, 2 pilot ve 5 kabin memuru ile 7 bin 400 kilometre mesafeye gidiyor. TCS World Travel seyahat firmasının kullandığı A321 LR özel jet uçağı konfigürasyonunda ultra lüks koşullarda yolculuk eden sadece 52 tane yolcu (misafir) var. Elbette bu uçakta 3 pilot, kabin memurları, 1 doktor ve seyahat firmasının çalışanları da var. Azalmış yükü nedeniyle bir yolcu uçağına göre çok daha hafif olan bu uçağın menzili de daha az yakıt sarfiyatı nedeniyle 7 bin 400 kilometrenin daha üzerinde. 

4 Ekim 2023 Çarşamba günü TCS World Travel seyahat firmasının düzenlediği 10 bacaklı dünya turuna başlayacağı ABD’nin Orlando havaalanına gitmek üzere Londra-Stansted Havaalanı’ndan kalkış yapan Titan Havayolları’na ait G-OATW kuyruk numaralı A321 uçağı, kalkış sonrası 10 bin feet irtifada pilotların duyduğu kabin gürültüsü nedeniyle havaalanına geri döndü. Uçağa yapılan kontrolde iki penceresinin düşmüş olduğu ve muhtemelen çarpan pencere nedeniyle kuyruk sol yatay stabilizesinin hasarlanmış olduğu tespit edildi. 

Titan Havayolları’na ait olan lüks uçak, 18 ay süre ile Birleşik Krallık hükümetine VIP uçağı olarak kiralandıktan sonra 23 Eylül’de Titan Havayolları’na geri dönmüştü.

24 gün süreli dünya turuna katılacak yolcular, bu seyahat için 125 bin 950 dolar ile 138 bin 545 dolar (3 milyon 800 bin Türk Lirası) arasında değişen rakamlar ödemişlerdi. İki kişilik odada konaklayanlar 125 bin 950 dolar öderken, odada tek kişi konaklamayı arzu edenler 12 bin 595 dolar ilave ücret vermişlerdi. Dünya turu programında 10 farklı nokta yer alıyordu. Avrupa’dan kalkış yapıldıktan sonra Kuzey Amerika’da bir nokta, Güney Amerika’da iki nokta, Okyanusya’da iki nokta, Asya’da iki nokta, Afrika’da üç noktaya uçuluyor ve Kuzey Amerika’ya geri dönülerek dünya turu tamamlanıyordu.

Kişi başı 3 milyon 800 bin lira ücret ödeyen yolcular eğer dünya turu yapacakları uçak bu talihsizliği yaşamamış olsalardı Kuzey Amerika’da Disney’in şehri Orlando’yu, Güney Amerika’da Peru’daki Cusco ve Machu Picchu tarihi bölgelerini, Şili’nin Paskalya adasındaki dev heykelleri, Okyanusya’da Fiji’nin tropikal denizini, Avustralya’nın Büyük Bariyer Mercan Kayalıkları’nı, Asya’da Kamboçya’nın Angkor Wat tarihi bölgesini, Hindistan’daki Taj Mahal ve Jaipur tarihi bölgelerini, Afrika’da Tanzanya’nın Serengeti vahşi yaşam tabiat parkını, Mısır’ın Luksor ve Kahire piramitler tarihi bölgelerini ve Fas’ın Marakeş tarihi bölgesini görebileceklerdi.

Uçağın pencerelerinin düşmesinin bakımdaki bir hatadan kaynaklanmış olabileceği düşünülürken, olayla ilgili olarak yayınlanan araştırma raporu, pencerelerin çok farklı bir nedenden dolayı düştüğünü tespit etmiştir. Olay Araştırma Raporu’nu takip ederek, olayın oluşumunu ve araştırma ekibinin olayla ilgili tespitlerini beraber inceleyelim.

Titan Havayolları’nın süper lüks VIP uçağı, İngiltere’den 11 mürettebatının yanı sıra, hepsi de tur operatörü veya uçak işletme şirketinin çalışanı olan dokuz yolcusu ile havalandı. Uçağın mürettebatı, üç pilot, bir mühendis, bir load master ve altı kabin memurundan oluşuyordu. Uçak Orlando’dan yolcularını alacak ve çok bacaklı bir dünya turuna çıkacaktı. 

Uçakta mevcut dokuz yolcu, uçağın ortasında, kanat üstü çıkışların hemen önünde bir arada oturuyorlardı. Uçak 22 numaralı pistten havalanmıştı. Bazı yolcular kalkıştan sonra uçak kabininin alışık olduklarından daha gürültülü ve soğuk olduğunu fark ettiler. 

Uçak 10 bin ft irtifaya tırmanırken ve emniyet kemeri uyarı ışıkları kapatılırken, diğer yolcuların hemen önünde oturmakta olan Load Master, uçağın arka tarafına doğru yürümeye başladı. Kanat üstü çıkışlarına yaklaştıkça kabin gürültüsünün arttığını fark etti ve uçağın sol tarafındaki kabin pencerelerinden birine baktığında pencere contasının hava akımında çırpındığını ve pencere camının aşağıya kaymış gibi göründüğünü gözlemledi. Kabinin içindeki gürültü “işitme duyunuza zarar verecek kadar yüksek” olarak tanımlanmıştır. Kokpite haber verilince uçuş ekibi 14 bin ft irtifada tırmanışı durdurdu ve hava hızını düşürdü. Mühendis ve üçüncü pilot pencereye bakmaya gittiler. 

Üç pencerenin eksik olduğunu ve bazı pencerelerin de deforme olduğunu gördüler. Pencereler incelendikten sonra, uçağın Stansted’e dönmesi kararlaştırıldı. Birleşik Krallık Havacılık Kazaları Araştırma Bürosu (AAIB), bu olayla ilgili soruşturma yürüttü ve olayla ilgili bulgularından tüm sektörü haberdar etmek için S2/2023 sayılı Özel Bülteni yayınladı.

Peki o gün ne oldu? Pencereler nasıl kayboldu?

Olayın meydana geldiği günden bir gün önce, uçak park halindeyken uçağın içinde film çekimi yazılmıştı. Dışarıdan güneş vuruyormuş hissi vermek için uçağın pencereleri saatler boyunca güçlü projektörler ile aydınlatılmıştı. Altı adet sehpalı projektör, önce beş buçuk saat boyunca uçağın sağ tarafını aydınlattı. Daha sonra projektörler uçağın sol tarafına alındı. Burada da dört saat boyunca uçağın sol tarafını aydınlattı. Çekilen fotoğraflar incelendiğinde, projektörlerin ışığının kanat üstü çıkışlarının arkasındaki pencerelerde yoğunlaştığı görülmektedir.

İniş sonrasında yapılan incelemede sol tarafta kanat üstü çıkışlarının arkasındaki dört pencerenin ikisinin düşmüş olduğu ikisinin ise düşmemiş olsa da hasarlı oldukları tespit edildi.

Hasarlı pencerelerde yapılan incelemelerde lastik contalarının aşırı ısıdan erimiş oldukları ve pencerelerin panellerinin de ısıdan deforme oldukları anlaşıldı. Muhtemelen sol tarafta yapılan çekimlerde projektörler uçağa çok yaklaştırılmış ve projektörlerin kuvvetli ışığının yüksek sıcaklığı pencerelerin contalarını eritmiş ve pencerelerde hasara neden olmuştu. 

Uçak havaalanından kalkış yaptığı sırada uçağın pencerelerinden birisi daha düştü. Bu pencere, havaalanı bölgesi içinde bulundu. Düşen pencerelerden birisinin de uçağın yatay stabilizesine vurarak parçalandığı ve yatay stabilizeye de hasar verdiği tespit edilmiştir.

Bu olay, uçaklarda alışılmışın dışında yapılan her türlü işlemin “Uçuş Emniyetine Muhtemel Olumsuz Etkisi” açısından değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir.

Kaynak: Birleşik Krallık Havacılık Kazaları Araştırma Bürosu (AAIB) S2/2023 sayılı Özel Bülteni. 

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği