Bekleme Ekranından Çık
Türkçe İngilizce
Bir parça A length of
Bir grup A set of
Bırakmak Abandon, to
Kısaltmak Abbreviate, to
Kısaltma Abbreviation
Anormal Abnormal
Başarısızlıkla bitmek Abort, to
Kalkıştan önce uçuştan vazgeçme Aborted take off
Hakkında About
Yukarısına Above
Yukarıda bahsedilen Above mentioned
Aşındırmak Abrade, to
Aşınma Abrasion
Aşındırıcı Abrasive
Ansızın Abruptly
Yokluk Absence
Tam Absolute
Mutlaka Absolutely
Emmek Absorb, to
Dayanmak Abut, to
İvmelenmek Accelerate, to
Hızlandırma Acceleration
Hızlanmayı Accelerometer
Kabul etmek Accept, to
Kabul edilebilir Acceptable
Erişim Access
Ulaşım kapağı Access door
Ulaşım paneli Access panel
Ulaşım platformu Access platform
Yaklaşılabilir Accessible
Dişli kutusu Accessory gearbox
Kaza Accident
Kazara Accidental
Sağlamak Accommodate, to
Tamamlamak Accomplish, to
-e göre According to
Birikmek Accumulate, to
Kesinlik Accuracy
Doğru Accurate
Gerçekleştirmek Achieve, to
Asitli Acidified
Onaylamak Acknowledge, to
Akorn lamba Acorn tube
Kazanmak Acquire, to
Kazanılmış Acquired
Kazanma Acquisition
Keskin Acrid
Bir yanından öteki yanına Across
Hareket Action
Harekete geçirmek Activate, to
Harekete geçme Activation
Aktif Active
İş Activity
Esas Actual
Çalıştırmak Actutate, to
Harekete geçiren Actuating
Adapte etmek Adapt, to
İlave etmek Add, to
Ekleme Addition
Fazladan Additional
Bahsetmek Address, to
Yeterli Adequate
Yapışmak Adhere, to
Yapışık Adherent
Yapışkan Adhesive
Çok yakın Adjacent
Bitişik olmak Adjoin, to
Ayarlamak Adjust, to
Ayarlanabilir Adjustable
Ayarlanabilir ulaşım platformu Adjustable access platform
Ayar Adjustment
Ayar kepi (kapağı) Adjustment cap
Ayar vidası Adjustment screw
Kabul etmek Admit, to
Kabul etmek Adopt, to
İlerlemek Advance, to
İleri Advanced
Zararına Adversely
Tavsiye edilir Advisable
Tavsiye etmek Advise, to
Hava meydanı Aerodrome
Aerodinamik Aerodynamic
Hava bilimi Aerology
Tesir etmek Affect, to
Arka Aft
Sonra After
Tekrar Again
1- Karşılaştırarak Against
Kötüleştirmek Aggravate, to
Sallamak Agitate, to
Sallama Agitation
Bağdaşmak Agree, to
Yardım Aid
Uçağın sağa sola yatışını sağlayan uçuş kumanda yüzeyi Aileron
Hedef Aim
Hedefe doğru çevirmek Aim, to
Hava Air
Hava freni Air brake
Havayolu şirketi Air carrier
Havanın şartlandırılması Air conditioning
Havada Airborne
Uçak Aircraft
Hava meydanı (askeri) Airfield
Hava akımı Airflow
Gövde Airframe
Hava sahası Airspace
Hava sürati Airspeed
Merdiven Airstair
Hava akımı Airstream
Uçuşa elverişli Airworthy
Koridor Aisle
Alarm vermek Alert, to
Aynı hizaya koymak Align with, to
Karşılaştırmak Align, to
Benzer Alike
Bütün All
Tahsis etmek Allocate, to
Bırakmak Allow, to
Kabul edilebilir Allowable
Alaşım Alloy
Tek başına Alone
Boyunca Along
Harf ve rakamlardan oluşan dizi Alphanumerics
- de Also
Değiştirmek Alter, to
Yedek Alternate
Sırayla Alternative Alternately
Alternatif akın Current ( AC)
Rağmen Although
Uçağın yerden yüksekliğini gösteren alet Altimeter
Yükseklik Altitude
Alüminyum aliminium
Her zaman Always
Ortam basıncı Ambient Ambient pressure
Ortam sıcaklığı temperature
Düzeltme Amendment
Ampermetre Ammeter
Aralarında Among
Miktar Amount
Büyütme Amplification
kuvvetlendirmek
Açı Angle
Hücum açısı Angle of attack
Açıklayıcı notlar koymak Annotate, to
Not Annotation
Yıllık Annual
Bildirmek Annunciate, to
Arıza uyarı paneli Annunciator panel
Anormallik Anomaly
Cevap Answer
Cevap vermek Answer, to
Anten Antenna
Anten eğim açısı Antenna tilt angle
Beklemek Anticipate, to
Saatin ters yönünde Anti-clock wise
Buzlanmayı önleme Anti-icing
Kaymayı önleyen Anti-skid
Hiç Any
- den daha fazla süre değil Any (no) longer than
Ayrı Apart
Açıklık Aperture
Açık Apparent
Ortaya çıkmak Appear, to
Uygun Applicable
1- Vermek Apply, to
Yaklaşma Approach
Yaklaşmak Approach, to
Uygun Appropriate
Onaylamak Approve, to
Onaylanmış Approved
Yaklaşık Approximately
Terminalin ya da hangarın karşısında bulunan uçak park alanı Apron
Yay Arc
Bölge Area
Kol Arm
(İşletme) Hazır durum ARMED position
Hazır duruma sokma Arming
Çevresinde Around
Düzenlemek Arrange, to
Durdurmak Arrest, to
Geliş Arrival
Gelmek Arrive, to
Ok Arrow
Nesne Article
Mafsallı Articulate
Mafsal ile birleştirmek Articulate to
Yapay Artificial
…. olduğundan As
Genellikle As a rule
Aşağıdaki gibi As follows
Gerektiği şekilde As necessary
Yukarı çıkmak Ascend, to
Yükselme Ascent
Kül tablası Ashtray
Bir yana Aside
Görüntü oranı Aspect ratio
Birleştirmek bir araya getirmek Assemble, to
Montaj Assembly
Değerlendirmek Assess, to
Tahsis etmek Assign, to
Ayrılmış Assigned
Yardım etmek Assist, to
İlgili Associated
… ile ilgili Associated with
Emin olmak Assure, to
Yıldız işareti (*) Asterisk
Asimetrik Asymmetric
Bir seferde At a time
En az At least
Derhal At once
Düzenli aralıklarla At regular intervals
Bağlamak Attach, to
Bağlantı noktası Attachment point
Saldırmak Attack, to
Ulaşmak Attain, to
Deneme Attempt
Denemek Attempt, to
Dikkat Attention
Konum Attitude
İşitilebilir Audible
Sesli ikaz Aural warning
Otorite Authority
İzin vermek Authorization to
Yedek Auxiliary
Mevcut Available
Ortalama Average
Havacılık Aviation
Havacılık elektroniği Avionics
Önüne geçmek Avoid, to
Uzağa Away
Eksen Axis
Aks Axle
Aks kovanı Axle sleeve
Azimut Azimuth
Arka Back
Arkası Back of
Gevşetmek Back off, to
Desteklemek Back up, to
Arka panel aydınlatması Background lighting
Yardım Backing
Şiddetli geri itme Backlash
Kumandaların oynaklığı Backlash of controls
Kumanda boşluğu (Kumandalar bu boşluk içerisinde oynatılırsa kumanda hareketi meydana gelmez.) Backlash play
Arka taraf Backside
Yedek Back-up
Geriye doğru Backward
Bakteri Bacteria
Kötü Bad (ly) worse, worst
İşaret Badge
Bölme plakası Baffle plate
Balans Balance
Dengelemek Balance, to
Bilye Ball
Balans denge ayarlığı Balast
Bilyeli tip Ballytpe
Yatış Bank
Yatış açısı Bank angle
(Uçakta) Bir tarafa yatmak Bank, to
Basınç ölçü birimi Bar
Çıplak Bare
Varil Barrel
Uçuşta uçağın ekseni üzerinde tam bir devir yapması Barrel roll
Koruyucu krem Barrier cream
1- Taban Base
Taban levhası Base plate
Temel almak Base, to
Esas Basic
Temel olarak Basically
Lavabo Basin
Batarya Battery
Batarya ile çalışan Battery operated
Batarya ile çalışan Battery powered
Bölme Bay
Kavrama pimi Bayonet pin
Bulunmak Be provided, to
Maruz kalmak Be subjected to, to
Olmak (is, are, was, were)
Bir uçağa kılavuzluk etmek ya da uçağı yönlendirmek amacıyla ışık Beacon
Havaalanlarındaki işaret lambaları Beacon lights
Damak Bead
Kiriş Beam
Huzme anteni Beam antenna
Huzme saptırmalı tüp Beam deflection tube
Taşımak Bear, to (bore, borne)
Yatk Bearing
Yatağı istikametine koymak Bearing alignment
Çünkü Because
Yüzünden Because of
Hale gelmek (became, become)
Önce Before
Başlamak (began, begun )
Arkasında Behind
Zil Bell
Zil kesme Bell cutout switch
Hareketin yönünü değiştirmek için kullanılan manivela Bellcrank
Göbek Belly
Koltuk (gövde altı) kaportası Belly fairing
İniş takımlarını kullanmayarak Belly landing
Ait olmak Belong, to
Aşağı Below
Kayış Belt
Kayışlı konveyör Belt conveyor
Kayışla hareket ettirme Belt drive
Tezgah Bench
Masa matkabı Bench drill
Deneme devir sayısı Bench RPM
Tezgah mengenesi Bench vice
Bükülmüş kıvrık kısım Bend
Kıvırmak Bend, to (bent, bent)
Eğilme Bending
Aşağısına Beneath
Eğilim Bent
Yanında Beside
Ayrıca Besides
En iyi Best
-den daha iyi Better
Arasında Between
Dik açılı olmayan Bevel
Konik dişli (Bir şiftin kendisine paralel olmayan diğer bir şaftı döndürmesini sağlar.) Bevel gear
İçecek Beverage
Dikkat etmek Beware, to
Ötesinde Beyond
Façeta Bezel
Dahili sistem testi BITE Test
1- Verev Bias
İki eksenli Biaxial
Büyük Big
İkili Binary
Bağlamak (bound, bound)
Matkap ucu Bit
Jet motorunda kademeleri oluşturan döner parçalardan her biri Blade
Sızdırmazlığın sağlanması amacı ile tapa Blank off, to
İptal etmek Blank out, to
Kapak ile kapatmak Blank, to
Battaniye Blanket
Sert rüzgar sağanağı Blast
Kanamak Bleed (off ), to
Karıştırmak Blend, to
Kör başlık Blind cap
Kör tapa Blind plug
Kabartı Blister
Kabarma Blistering
Uçağın kalkışı sırasında takozların alındığı andan inişte park edip takoz konduğu ana kadar geçen zaman Block time
Önünü kapatmak Block, to
Tıkanma Blockage
Tıkalı Blocked
Kurulamak Blot, to
Hava vermek Blow, to (blew, blown)
Fan Blower
Kör Blunt
Kör Blunted
Uçağa binme Boarding
Gövde Body
Cıvata Bolt
Cıvatalamak Bolt, to
Elektriksel irtibat Bond
1- Elektriksel irtibat sağlamak Bond, to
1- Bağlantı Bonding
1- Başlık Bonnet
1- Manifold basıncı Boost
İtmek Boost, to
Delik Bore
Her ikisi Both
Hem … hem de… Both… and…
Tüp Bottle
En alt Bottom
Değmek Bottom, to
Fren Brake
Fren ısısı kontrol sistemi monitoring system
Dal Branch
Ayrı yönlere Branch, to
Genişlik Breadth
1- Çatlak Break
Bozulmak Break down, to
Kırılıp ayrılmak Break off, to
1- Kırmak Break, to
2- (Elektrik) Devreyi bozmak (broke, broken)
(Makine) Bozulma Breakdown
Nefes Breath
Solumak Breathe, to
Köprü Bridge
Kısa Brief
Çanta Briefcase
Parlak Bright
Daha parlak (brighter, brigtest)
Parlaklık Brightness
Parlaklık Brilliance
Getirmek (brought Bring, to
Çabuk Briskly
Geniş Broad
Yayın Broadcast
Radyo ile yayınlamak Broadcast, to
Fırça Brush
Fırçayla sürmek Brush on, to
Fırçalamak Brush, to
Baloncuk Bubble
Yapı Build
Dahil etmek Build in, to
1- İnşa etmek Build, to
2- Monte etmek (built, built)
Dahili Built-in
Çıkıntı Bulge
Duvar Bulkhead
Çarpmak Bump, to
Yanık Burn
Yanmak Burn, to
1- Patlamak Burst, to
2- Yarılmak (burst, burst)
Elektrik gücü dağıtım çubuğu/hattı Busbar
Meşgul Busy
1- Fakat But
Herhangi bir şeyin enli ucu veya sapı Butt
1- Bitişmek Butt, to
Düğme Button
1- Tarafından By
Yoluyla By means of
Yoluyla By use of
Yoluyla By way of
Atlama Bypass
Bir devreyi Bypass, to
Kabin Cabin
Kabin memuru Cabin attendant
Güneşlik Cabin window shade
Kablo Cable
Kadmiyum kaplama Cadmium plated
Kafes Cage
Hesaplamak Calculate, to
Hesap Calculation
Derecelendirilmiş kadran/gösterge Calibrated dial
Kalibrasyon Calibration
Çağırma butonu Call button
1- Çağırmak Call, to
Kalori Calorie
Kam Cam
Dış bükey Cambered
İptal etmek Cancel, to
Eğimli Canted
Kapak Cap
Şapkalı Cap nut
Kep ile kapatmak Cap, to
Kapasite Capability
Kapasite Capacity
Kaptan Captain
Kaptan pilotun paneli Captain panel
Pedestal Captain’s control stand
Yakalanma Capture
Karbonlanmak Carburize, to
Karkas kat Carcass ply
Kart Card
Kalın karton Cardboard
Asıl sayı Cardinal number
Dikkatli Careful
Dikkatlice Carefully
Taşıma Carriage
Taşıyıcı Carrier
Yapmak Carry out, to
Taşımak (carried, carried)
1- Kesmek Carve, to
Kutu Case
Kasa Casing
Dökme demir Cast iron
Döküm Casting
Çentikli somun Castle nut
Yakalamak Catch, to
Kategori Category
İçindeki elektronlar (katot ışınları) (CRT) floresan ekranda görüntü oluşturan elektron tüpü Cathode Ray Tube
Sebep Cause
Neden olmak Cause, to
İkaz (iş ve malzeme için) Caution
Dikkatli Cautious
Boşluk Cavity
Durmak Cease, to
Tavan Ceiling
Çimentolamak Cement
Merkez yakıt tankı Center fuel tank
Ağırlık merkezi Center of gravity
Merkez Center, centre
Merkezlemek Center, to
Merkez oluklu lastik Center-groove tire
Merkez hattı Centerline
Merkez kuşaklı lastik Center-rib tire
Merkezi Central
Santrifüj Centrifugal
Belirli Certain
Sertifika Certificate
Onaylı Certified
Onaylamak Certify, to
Ovuşturmak Chafe, to
Zincir Chain
Tebeşir Chalk
Oda Chamber
Oluk Chamfer
Oluv açmak Chamfer, to
İhtimal Chance
Değişiklik Change
Değiştirmek Change, to
Kanal Channel
Çatlama Chapping
Bölüm Chapter
Özellik Characteristic
Tanımlamak Characterize, to
Ücret Charge
Yüklemek Charge, to
Yüklü Charged
Yükleme Charging
Tablo Chart
Kiralamak Charter, to
Oluk açmak Chase, to
Diş açma bıçağı Chaser
Şasi Chassis
Ucuz Cheap
Kontrol Check
Kontrol listesi Check list
Check valfi Check valve
Kontrol etmek Check, to
Kimyasal Chemical
Zikzak kesilme Chevron cutting
Baş pilot Chief pilot
Soğumak Chill, to
Soğuk Chilly
Yontmak Chip to
Küçük parçalar halinde yontulma Chipping
Keski Chisel
Klorür Chloride
Klorlu su Chlorinated water
Takoz Chock
Seçim Choice
Tıkamak Choke, to
Seçmek (chose Choose, to
Kesmek Chop, to
Kiriş Chord
Krom Chrome
Krom kaplama Chrome plating
İri parça Chunk
İri parçalar halinde kopm Chunking
Daire Circle
Etrafını çevirmek Circle, to
Devre Circuit
Sigorta Circuit breaker
Devre şeması Circuit diagram
Dairesel yuvarlık Circular
Dolaşmak Circulate, to
Dolaşım Circulation
Hava sirkülasyonu Circulation of air
Çevre Circumference
Çevreye ait Circumferential
Durum Circumstance
Talep etmek Claim, to
Kelepçe Clamp
Bloke devresi Clamp circuit
Kelepçe halkası Clamping ring
Arıtmak Clarify, to
Tutturmak Clasp, to
Sınıflandırma Classification
Sınıflandırmak Classify, to
Balçık Clay
Temiz Clean
Temizlemek Clean, to
Temizleme maddesi Cleaning agent
Açık Clear
Temizlenmiş Clear of
Düzenlemek Clear up, to
1- Aralık Clearance
Push-back serbest Cleared for push-back
Sıkmak Clench, to
Tık Click
İklim Climate
Tırmanma Climb
Tırmanmak Climb, to
Yapışmak (clung, clung)
1- Tutturmak Clip, to
Kesici devre (clipping circuit)
Saat yönünde Clockwise
Tıkamak Clog, to
Tıkalı Clogged
Tıkanma Clogging
Yakın Close
Kapatmak Close up, to
Kapatmak Close, to
Kapalı Closed
Kapanma Closure
Bez Cloth
Giysi Clothes
Giysi Clothing
Bulut Cloud
Grup Cluster
Kavramak Clutch, to
Kaba Coarse
Kaplamak Coat, to
Kaplama (boya Coating
Koaksiyel kablo Coaxial cable
Musluk valfi Cock
Birbirini tutma Coherence
Bobin Coil
Soğuk Cold
Kuru Cold start
Kapatmak Collapse, to
Toplamak Collect, to
Toplanmış Collected
Çarpmak Collide, to
Çarpışma Collision
Renk Color, colour
Kolon Column
Kombinasyon Combination
Birleştirmek Combine, to
Kombine Combined
Yanma Combustion
Yanma odası Combustion chamber
Temas etmek Come into contact, to
Görünmek Come into view, to
1- Yanmak Come on, to
Gelmek (came, come)
Rahat Comfortable
Komut Command
Kumanda etmek Command, to
Başlamak Commence, to
Ticari Commercial
Piyasada satılan available
Genellikle Commonly
İletişim kurmak Communicate, to
Muhabere Communication
Şirket Company
Karşılaştırmak Compare, to
Karşılaştırma Comparison
Bölüm Compartment
Pusula Compass
1- Telafi etmek Compensate, to
Yeterli Competent
Toplayıp bir araya getirmek Compile, to
Tamamlayıcı Complementary
Tam Complete
Tamamlamak Complete, to
Tamamen Completely
Tamamlama Completion
Karmaşık Complex
Karmaşık Complicated
Hediye olarak Complimentary
Uymak Comply with, to
Meydana getirmek Compose, to
-den ibaret Composed of
Bileşim Compound
Sıkıştırmak Compress, to
Sıkıştırılmış/tazyikli hava Compressed air
Sıkıştırma Compression
Kapsamak Comprise, to
Hesaplamak Compute, to
İçbükey Concave
Gizlemek Conceal, to
Konsantre Concentrated
İlgili olarak Concerning
Bitirmek Conclude, to
Sonuç Conclusion
1- Somut Concrete
Aynı zamanda Concurrently
Yoğunlaşma Condensation
Yoğunlaştırmak Condense, to
Kondensör Condenser
Şart Condition
Şartlandırılmış hava Conditioned air
1- Yapmak Conduct, to
İletken Conductive
İletkenlik Conductivity
İletken madde Conductor
Telleri muhafaza eden boru Conduit
Koni Cone
Güvenilirlik testi Confidence test
Durum Configuration
Sınırlamak Confine, to
Teyit etmek Confirm, to
Onay Confirmation
Uymak Conform, to
Karıştırmak Confuse, to
Bağlamak Connect, to
Bağlantı Connection
Konektör Connector
Art arda gelen Consecutive
Sonuç Consequence
Dikkate almak Consider, to
Önem Consideration
Sayılır Considered
Dikkate almak Consist of, to
Tutarlı Consistent
Sabit Constant
Uçak jeneratörünün devrini sabit tutan cihaz Constant Speed Drive
Meydana getirmek Constitute, to
Yapmak Construct, to
Yapı Construction
Sarf madde Consumable material
Tüketmek Consume, to
Tüketim Consumption
İrtibat Contact
Temas direnci Contact resistance
İçermek Contain, to
…ile sınırlı Contained to
Konteyner Container
Kirliliğe sebep olan madde Contaminan
Kirletmek Contaminate, to
Kirli Contaminated
Kirlenme Contamination
İçerik Content
Devam etmek Continue, to
Devamlılık Continuity
Sürekli Continuous
Sürekli olarak Continuously
Büzülmek Contract, to
Katkıda bulunmak Contribute, to
Uçuş kompartımanı Control cabin
Kumanda lövyesi Control column
Pedestal Control stand panel
Kumanda yüzeyi Control surface
Kumanda volanı Control wheel
Kumada etmek kontrol altında tutmak Control, to
Uygunluk Convenience
Uygun Convenient
Klasik Conventional
Değişme Conversion
Değiştirmek Convert, to
Taşımak Convey, to
Konveyör Conveyor
Soğuk Cool
Soğutmak Cool, to
Soğutucu Cooler
İşbirliği Cooperation
Yardımcı pilot Copilot
Bakır Copper
İp Cord
Lastik iç kısmı Cord body
1- İç Core
Köşe Corner
Doğru Correct
Düzeltmek Correct, to
Düzeltici Corrective
Gerektiği gibi Correctly
Uymak Correspond, to
İlgili Corresponding
Çürümek Corrode, to
Korozyona uğramış Corroded
Paslandırıcı Corrosive
Oluklu Corrugated
Oluk Corrugation
Pamuk Cotton
Saymak Count, to
Sayaç Counter
Karşı koymak Counteract, to
Denkleştirmek Counterbalance, to
Havşa açmak Counterbore, to
Saatin ters yönünde Counterclockwise
Havşa açmak Countersink, to
Denge ağırlığı Counterweight
Ülke Country
Birleştirmek Couple, to
Kavrama Coupling
Kurs Course
Haritada uçulacak yolu gösteren hat Course line
1- Girinti Cove
Kaplama Cover
Örtmek Cover, to
Örtü Covering
Motor kaportası Cowling
Küçük vinç Crab
Çatlak Crack
Vinç Crane
Krank mili Crankshaft
Darbe ve çarpmaya dayanıklı Crash-proof
Renkli tebeşir Crayon
Yapmak Create, to
Uçuş ekibi Crest
Mürettebat Crewmember
Kıvrım Crimp
Kritik Critical
Eğri Crooked
Çapraz Cross
1- Çaprazlamak Cross, to
Düz uçuş Cruise
Baskı Crush
Birikerek çoğalan Cumulative
1- Sertleşmek Cure, to
1- Yürürlükte olan Current
Akım yoğunluğu Current density
Akımla beslenme Current feed
Kesmek Curtail, to
Perde Curtain
Eğri Curve
Eğri Curved
Müşteri Customer
Gümrük Customs
Kesmek Cut, to (cut, cut )
Durdurucu Cutoff
1- Otomatik devre kesici Cutout
Devir Cycle
Silindir Cylinder
Günlük Daily
Hasar Damage
Zarar vermek Damage, to
Hasarlı Damaged
Nem Damp
Tehlike Danger
Tehlikeli Dangerous
Karanlık Dark
Karanlık Darkness
Çizgi (-) işareti Dash
Tarih Date
Gün ışığı Daylight
Çalışmaz duruma getirmek Deactivate, to
Ölü Dead
Uçuş esnasında duran motor Dead engine
Akımsız tel Dead wire
Havasını gidermek Deaerate, to
Sıvıdan havayı alma Deaeration
Döküntü istemeyen madde Debris
Bozmak Decay, to
Yavaşlamak Decelerate, to
Yavaşlatıcı elektrot Decelerating electrode
Hız azalması Deceleration
Klorunu gidermek Dechlorinate, to
Ses şiddetini ölçme birimi Decibel
Karar vermek Decide, to
Ondalık Decimal
Karar Decision
Beyan etmek Declare, to
1- Sapmak Decline, to
Kod çözücü Decoder
Temizlemek Decontaminate, to
Düşüş Decrease
Azaltmak Decrease, to
Azalma Decrement
Gücü/enerjiyi kesmek De-energize, to
Derin Deep
1- İhmal Default
Hata Defect
Hatalı Defective
Eksiklik Deficiency
Tanımlamak Define, to
Kesin Definite
Tanım Definition
İndirmek Deflate, to
İnik Deflated
İnik lastik Deflated tyre/tire
Saptırmak Deflect, to
Sapma Deflection
Deforme Deformed
Yakıt boşaltmak Defuel, to
Yakıtın uçaktan geri alınması Defueling
Bozulma Degeneration
Aşınma Degradation
Yağını gidermek Degrease, to
Derece Degree
Celsius derecesi Degree centigrade
Doyma derecesi/noktası saturation
Oluştuktan sonra buzlanmayı gideren sistem de-icer
Gecikme Delay
Ertelemek Delay, to
Gecikmeli Delayed
Silmek Delete, to
Çıkarılmış Deleted
Hassas Delicate
Sınırlamak Delimit, to
Teslim etmek Deliver, to
Teslim Delivery
İstek Demand
İstemek Demand, to
Yıkmak Demolish, to
Göstermek Demonstrate, to
Sökmek Demount, to
Belirtmek Denote, to
Yoğun Dense
Yoğunluk Density
Ufak çukur veya çöküntü Dent
Reddetmek (denied, denied)
Bölüm Department
Kalkış Departure
Bağlı olmak Depend on, to
Güvenilir Dependable
Bağlı olarak Depending on
Göstermek Depict, to
Tüketmek Deplete, to
Tüketme Depletion
Aşınma Depreciation
Basmak Depress, to
Basınç azalması Depressurization
Basıncı alınmış Depressurized
Derinlik Depth
Çıkarmak Derive, to
Alçalmak Descent, to
Alçalma Descent
Tanım Description
İptal etmek Deselect, to
Hak etmek Deserve, to
1- Model Design
Yapmak Design, to
Belirtmek Designate, to
Ayarlanmış Designated
Belirleme Designation
İstenilir Desirable
İstemek Desire, to
İstenen Desired
-e rağmen Despite
Varış yeri Destination
Yok etmek Destroy, to
Zararlı Destructive
Ayırmak Detach, to
Ayrılmış Detached
Detay Detail
Detaylı Detailed
Bulmak Detect, to
Hissetme Detection
Hissetme alanı Detection range
Dedektör Detector
Tetik Detent
Deterjan Detergent
Kötüleşmek Deteriorate
Belirlemek Determine, to
Patlamak Detonate, to
Patlama Detonation
Zararlı Detrimental
1- Gelişmek Develop, to
Gelişim Development
Sapmak Deviate, to
Sapma Deviation
Sapma oranı Deviation ratio
Cihaz Device
1- Planlamak Devise, to
Çiy Dew
Yoğunlaşma noktası Dew point
Tanı Diagnosis
Çapraz Diagonal
Kadran; cihazın hangi frekans Dial
1- Kadran ile ölçmek Dial, to
Çap Diameter
Baklava biçiminde Diamond shaped
1- Kalıp Die
Ölmek Die, to
Elektriği iletmeyen Dielectric
Farklı olmak Differ (from), to
Fark Difference
Farklı Different
Ayırt etmek Differentiate, to
Zor Difficult
Yaymak Diffuse, to
Rakam Digit
Dijital Digital
Uçuş bilgilerini kaydeden cihaz Recorder (DFDR)
Donuk Dim
Boyut Dimension
Azaltmak Diminish, to
Daldırmak Dip, to
1- Daldırma Dipping
Doğrudan Direct
Doğru akım Direct Current (DC)
1- Doğrultmak Direct, to
Yön Direction
Uçağın sağa sola yatay düzlemdeki hareketini (ivmelenmesini) hisseden gyro Directional gyro
Kir Dirt
Pis Dirty
Dezavantaj Disadvantage
Uyumsuzluk lambası Disagree light
Aynı fikirde olmamak Disagree, to
Uyumsuzluk Disagreement
Gözden kaybolmak Disappear, to
Uygun görmemek Disapprove, to
Sökmek Disassemble
Parçalara Disassembly
Atmak Discard, to
Fark etmek Discern, to
Boşaltma Discharge
Boşaldı lambaları Discharge lights
Boşaltmak Discharge, to
Bildirmek Disclose, to
Solma Discoloration
Bağlantısını kesmek Disconnect, to
Ayrılmış Disconnected
Kesmek Discontinue, to
Süreksizlik Discontinuity
Keşfetmek Discover, to
Fark Discrepancy
Ayırmak Discriminate, to
Bağlantısını kesmek Disengage, to
Dezenfekte etmek Disinfect, to
Dezenfektan Disinfectant
Disket sürücü Disk drive
Disket Diskette
Yerinden çıkarmak Dislocate, to
Yerinden çıkarmak Dislodge, to
Sökmek Dismantle, to
Fark Disparity
Gönderme Dispatch, despatch
Sevk etmek Dispatch, to
Dağıtmak Disperse, to
Yerinden çıkartmak Displace, to
Yeri değiştirilmiş Displaced
Görüntü Display
Görüntü ünitesi Display unit
Göstermek Display, to
Bir defa kullanılıp atılan malzeme Disposable
Yanlış olduğunu kanıtlamak Disprove, to
Dağıtmak Dissipate, to
Eritmek Dissolve, to
Mesafe uzaklık Distance
Mesafe ölçme teçhizatı Equipment (DME)
Uzak Distant
Arı Distinct
Damıtmak Distill, to
Ayrı Distinct
Bozulma Distinction
Dağıtmak Distribute, to
Dağılım Distribution
Bölge District
Rahatsız etmek Disturb, to
Düzensizlik Disturbance
Başka yöne çevirmek Divert, to
Uçağın gideceği meydan yerine başka bir meydana inmesi Diverty
Bölmek Divide, to
Bölüm Division
Yapmak Do, to (did, done)
Tekerlekli kriko Dolly
Manyetik alan Domain
Kubbe Dome
Yerli Domestic
İç hat uçuş Domestic flight
Baskın Dominant
Kapı Door
Kapı mandalı Door latch
Macun Dope
Nokta Dot
Çift Double
Kırlangıç kuyruğu Dovetail
Tespit pimi Dowel
Saplama Dowel pin
Aşağı Down
Sistem çıkışı Downstream
Uçağın havada ilerlemesine karşı havanın gösterdiği direnç Drag
Çekmek Drag, to
Boşaltma hattı çıkışı Drain outlet
Boşaltmak (sıvı) Drain, to
Boşaltma Draining
1- Çekmek sürüklemek Draw, to (drew, drawn)
Çizim Drawing
Islatmak Drench, to
Gidermek Dress out, to
Damlamak Dribble, to
Kuru Dried
Uçuşta esas baş ile yol arasında rüzgarın neden olduğu fark Drift
(Rüzgarın veya akıntının etkisiyle) Sürüklenmek Drift, to
Matkapla delmek Drill, to
İçmek (drank, drunk)
Damlamak Drip, to
Tanktaki yakıt miktarını bulmaya yarayan derecelendirilmiş çubuk Driplesstick
Çekme çubuğu Dripstick
Sürmek (drove, driven)
Düşme Drop
Düşmek Drop, to
Kuru Dry
Kuru (yakıtsız) start Dry motor
Kurutmak Dry, to (dried, dried)
Çift Dual
Geniş çaplı boru Duct
Yüzünden Due to
Donuk Dull
Dilsiz Dumb
Yardımcı anten Dummy antenna
Uçuşta uçağın iniş ağırlığını azaltmak için tanktaki yakıtın boşaltılmasını sağlayan valf Dump valve
Boşaltmak Dump, to
Dayanıklılık Durability
Dayanıklı Durable
Süre Duration
Süresince During
Toz Dust
Toz kapağı Dust cap
Toz koruyucu kapak Dust cover
Temiz Dustfree
Toz geçirmez Dustproof
Görev Duty
Boyamak Dye, to
Her bir Each
Kulak Ear
Kulak tıkacı Ear plug
Erken Early
Yerküre Earth
Hafifletmek Ease, to
Kolayca Easily
Doğu East
Kolay Easy
Yemek Eat, to (ate, eaten)
Dış merkezli Eccentric
Girdap Eddy
Endüksiyon akımı Edge current
Kenar Edge
Kenar kalınlığı Edge thickness
Yenebilir Edible
Sonuç Effect
Etkili Effective
Uygulanabilir Effectivity
Verim Efficiency
Verimli Efficient
Güç Effort
İkisinden biri Either
Ya.. ya da Either … or
Dışarı atmak Eject, to
Geçmek (zaman) Elapse, to
Geçen zaman Elapsed time
Esneklik Elasticity
Dirsek Elbow
Dirsek şeklindeki bağlantı elemanı Elbow fitting
Elektrik irtibatı Electrical bond
Elektrik devresi Electrical circuit
Elektrik donanımı Electrical harness
Elektrik şebekesi Electrical network
Elektrik teknisyeni Electrician
Elektrik Electricity
Elektronik kompartıman kapağı access door
Yükseltmek Elevate, to
Uçağın kuyruğunda bulunan ve burun aşağı yukarı hareketini sağlayan ana kumanda yüzeyi Elevator
Elemek Eliminate, to
Uzatmak Elongate, to
Başka yerde Elsewhere
Çıkmak Emanate, to
Gömmek Embed, to
Ortaya çıkmak Emerge, to
Acil durum Emergency
Zımpara Emery
Yayma Emission
Yaymak Emit, to
Kuyruk takımı Empennage
İş vermek Employ, to
Çalışan Employee
İşveren Employer
Boş Empty
Boşaltmak Empty, to
Yolda giderken En route
Mümkün kılmak Enable, to
Kuşatmak Encircle, to
Kapsamak Enclose, to
Karşılaşmak Encounter, to
Cesaretlendirmek Encourage, to
1- Son End
Bitmek End, to
Tehlike yaratmak Endanger, to
Sonsuz Endless
1- Bir uçağın belirli bir yakıt miktarı Endurance
Dayanmak Endure, to
Enerji vermek Energize, to
Birbirine geçirmek Engage, to
Devreye girme Engagement
Motor Engine
Motorun sıcak kısmı Engine core
Motor kaportası Engine nacelle
Motorun durması Engine out
Motorun bağlandığı yer Engine pylon
Motor deneme tesisi Engine test cell
Mühendis Engineer
Oymak Engrave, to
Arttırmak Enhance
Genişletmek Enlarge, to
Çok iri Enormous
Yeterli Enough
Zenginleştirmek Enrich, to
Emin olmak Ensure, to
Gerektirmek Entail, to
Girmek Enter, to
Giriş Entering
Eğlence Entertainment
Bütün Entire
Tamamen Entirely
Giriş Entrance
Emanet etmek Entrust, to
Girme Entry
Giriş Entryway
Sıralamak Enumerate, to
Sarmak Envelop, to
Çevre Environment
Eşit Equal
Eşitlemek Equalize, to
Eşitlik Equation
Ekipman Equipment
Cihaz soğutulması Equipment cooling
İle donanmış Equipped with
Muadil Equivalent
Silmek Erase, to
Yanılmak Err, to
Hata Error
Kaçmak Escape, to
Bilhassa Especially
Gerekli Essential
1- Kurmak Establish, to
Tahmin etmek Estimate, to
Tahmini varış zamanı Arrival (ETA)
Boşaltmak Evacuate, to
Tahliye Evacuation
Değerlendirmek Evaluate, to
Değerlendirme Evaluation
Buharlaşmak Evaporate, to
1- -de Even
Çift sayı Even number
Eşit olarak Evenly
Olay Event
Neticede Eventually
Her Every
Kanıt Evidence
Açık Evident
Tam Exact
Muayene Examination
(Bir şeyi bulmak amacıyla) incelemek Examine for, to
İncelemek Examine, to
Örnek Example
Geçmek Exceed, to
Geçmek Excel, to
Mükemmel Excellent
Dışında Except for
İstisna Exception
Fazla Excess
Aşırı Excessive
Uyarım Excitation
Harekete geçirmek Excite, to
Kabul etmemek Exclude, to
Hariç Excluding
Uygulamak Execute, to
Uygulamak Exercise, to
Kullanmak Exert, to
Dışarı vermek (soluk) Exhale, to
Egzoz gazı çıkış sıcaklığı Temperature (EGT)
Geniş Exhaustive
Var olmak Exist, to
Çıkış yeri Exit
Çıkmak Exit, to
Genişletmek Expand, to
Genişleme Expansion
Beklemek Expect, to
Atmak Expel, to
Masraf Expense
Pahalı Expensive
Deneyim Experience
Deney Experiment
Uzman Expert
Bitmek Expire, to
Açıklamak Explain, to
Açıklama Explanation
Açıklayıcı Explanatory
Açık Explicit
Patlamak Explode, to
Keşfetmek Explore, to
Patlama Explosion
Patlayıcı Explosive
İhraç etmek Export, to
1- Maruz bırakmak Expose, to
1- Açık Exposed
Açılmış Extended
Açılma Extension
Al-ver testi retraction test
1- Boy Extent
Dış Exterior
Dış External
Harici güç External power
Söndürmek Extinguish, to
Sökmek Extract, to
Vantilatör Extraction fan
Aşırı Extreme
Sıkmak Extrude, to
Sızmak Exude, to
Göz Eye
1- Kumaş Fabric
İmal etmek Fabricate, to
Yüz Face
(Yüz için) Siper Face shield
Kolaylaştırmak Facilitate, to
Vasıta Facilities
1- Kolaylık Facility
Gerçek Fact
Fabrika Factory
Ortadan kaybolmak Fade away, to
Yavaş yavaş görünmek Fade in, to
Yavaş yavaş gözden kaybolmak Fade out, to
Solmak Fade, to
Arızaya karşı emniyetli Fail safe
Yetersiz olmak Fail, to
Arızalı Failed
Arızalı Failure
Donuk Faint
Kaplama Fairing
Oldukça Fairly
Düşmek Fall, to (fell, fallen)
Yanlış False
Bilinen Familiar
Fan kasası Fan case
Fan kaportası Fan cowl
Fan kaporta kapağı Fan cowl door
Fan kaportası Fan duct cowl
Motor gücünün büyük bölümünün en öndeki geniş çaplı fandan elde edildiği motor tipi Fan engine
Uzak Far
Süratli Fast
Bağlamak Fasten, to
Bağlayan şey; perçin Fastener
Öldürücü Fatal
Metal yorulması Fatigue
Musluk Faucet
Arıza Fault
Hatalı Faulty
Olumlu Favorable, favourable
FD’nin devreye girebilmesi için gerekli şartlar FD Engage logic
Korkmak Fear, to
Yapılabilir Feasible
Kolay bükülen çok ince sivri uç Feather edge
Özellik Feature
Federal Havacılık İdaresi Administration (FAA)
Federal Havacılık Yönetmelikleri Regulations (FARs)
Ücret Fee
Zayıf Feeble
Beslenme hattı Feed line
Doyurmak Feed, to (fed, fed)
Geribesleme Feedback
Hissetmek Feel, to (felt, felt)
Dişi bağlantı elemanı Female connector
Çift parmaklık Fence
Demirden oluşan Ferrous
Demir halka Ferrule
Uçağın ticari olmayan uçuşa gitmesi Ferry
Gidip getirmek Fetch, to
Alan Field
Bir meydanın deniz seviyesinden yüksekliği Field elevation
Şekil Figure
Lamba teli Filament
1- Eğe File
1- Eğelemek File, to
İkmal bağlantısı Fill connection
İkmal valfi Fill valve
Doldurmak Fill, to
Doldurma Filling
Oluk rendesi Fillister
Tabaka Film
Filtre elemanı (süzgeç) Filter cartridges
Filtre tıkalı lambası Filter clogging light
Süzmek Filter, to
Pis Filthy
Uçağın dikey stabilizer’i Fin
Sonunda Finally
Bulmak (found, found)
Parmak Finger
Bitirmek Finish, to
Ateş Fire
Yangın söndürücü Fire extinguisher
Motorda yangın çıkması halinde motoru durdurup motora giden yakıtı Fire handle
Ateşe dayanıklı Fireproof
1- Firma Firm
Sıkıca Firmly
İlk First
İlkyardım First aid
Yardımcı pilot First officer
Uymak Fit, to
Tutturulmuş Fitted to
Bağlantı Fitting
1- Sabitleştirmek Fix, to
Sabit Fixed
Sabit eşya Fixtures
Gevşek Flabby
Bayrak Flag
İnce tabaka Flake
Pul pul olmuş Flaked
Pul pul dökülme Flaking
Alev Flame
Alev sönmesi Flame out
Yanıcı Flammable
Flanş Flange
Genişletmek Flare out, to
Birden alev almak Flare, to
Yanıp sönmek Flash, to
El feneri Flashlight
1- Düz Flat
Lastik diş veya dişlilerinin aşınması sonucu düzleşmiş Flat spot
Kusur Flaw
Filo Fleet
Esnek Flexible
Titremek Flicker, to
Uçuş Flight
Uçuş yüksekliği Flight altitude
Uçuş görevlisi Flight attendant (F/A)
Uçuş kumandası Flight control
Uçuş mürettebatı Flight crew
Kara kutu Flight data recorder
Uçuş kompartımanı Flight deck
Uçuş teçhizatı/donanımı Flight kit
Uçuş pateni Flight path
İki durumlu Flip flop
1- Yüzmek Float, to
Ondalıklı gösterim biçimi Floating point format
Sel basmak Flood, to
Aydınlatma lambası Floodlight
Taban Floor
Disket Floppy disk
Akış Flow
Akmak Flow, to
Dalgalanmak Fluctuate, to
Dalgalanma Fluctuation
Akışkan sıvı Fluid
Yıkamak Flush, to
Oluk Flute
Titremek Flutter
Akıntı Flux
Akı yoğunluğu Flux density
Uçurmak Fly, to (flew, flown)
Köpük Foam
Odaklamak Focus, to
Sis Fog
Sisli Foggy
Katlamak Fold, to
Katlanan koltuk Folding type seat
Takip etmek Follow, to
Aşağıdaki Following
Güvenilir Foolproofing
1- Ayak Foot
1- İçin For
Yasaklamak (forbade, forbidden)
Zorlamak Force, to
Dirsekle bilek arası Forearm
Hava tahmini Forecast
Tahmin etmek Forecast, to
Yabancı madde Foreign object
Yabancı cisim hasarı Damage (FOD)
Unutmak (forgot, forgotten)
Oluşturmak Form, to
Resmi Formal
Formatlamak Format, to
Oluşum Formation
Önceki Former
Onbeş gün Fortnight
Ön Forward
Dokunmak Foul, to
Kirli Fouled
Kurmak Found, to
Dört tekerlekli Four-wheel
Küçük parça Fraction
Çok küçük Fractional
Kırılabilir eşya Fragile
Parça Fragment
Uçağın gövde yapısına şekil sağlayan dış çember Frame
Ana yapı iskeleti Framework
Aşınmış Frayed
1- Serbest Free
-sız Free from
Özgürlük Freedom
Donmak (froze, frozen)
Donma noktası Freezing point
Dondurucu hava Freezing weather
Yük Freight
Kargo uçağı Freighter
Frekans Frequency
Frekansmetre Frequency meter
Yaygın Frequent
Sık sık Frequently
Taze Fresh
Temiz hava Fresh air
Sürtünme Friction
Kenar bölge Fringe area
-den From
Ön Front
Ön spar (duvar) Front spar
Donmak Frost, to
Donmuş Frozen
Yakıt Fuel
Yakıt yardımcı pompası Fuel boost pump
Uçaktaki mevcut yakıt miktarı Fuel on board (FOB)
Yakıt basıncı Fuel pressure
Yerine getirmek Fulfill, to
Dolu Full
Tam dönüş Full turn
Tamamıyla Fully
Duman Fumes
İşlev Function
1- Kural Fundamental
1- Sağlamak Furnish, to
1- Daha fazla Further
Bundan başka Furthermore
Sigorta Fuse
Eriyip birbiriyle kaynaşmak Fuse, to
Uçak gövdesi Fuselage
Kaynaşma Fusion
Boş Futile
Gelecek Future
Gösterge Gage, gauge
Kazanmak Gain, to
Uçaktaki yiyecek Galley
Ekip Gang
Boşluk Gap
Conta Gasket
Yakıt Gasoline
Kapı Gate
1- Dişli Gear
İniş takımı hidrolik sistemi Gear hydraulic system
Dişli kutusu Gearbox
Genel General
Genelleştirmek Generalize, to
Vermek Generate, to
Kuşak Generation
Cömert Generous
Kibar Gentle
Yavaşça Gently
Gerçek Genuine
Erişmek Get access, to
Elde etmek Get, to (got, got)
Bırakmak Give up, to
Vermek Give, to (gave, given)
Göz atmak Glance, to
1- Cam Glass
Sırlamak Glaze, to
Süzülme Glide
Süzülüş açısı Glide slope
Küre Globe
Parlak Glossy
Eldiven Gloves
Kızıl ışık Glow
Kızmak Glow, to
Tutkal Glue
Uçağın inişten vazgeçip pas geçmesi Go around
Geçmek Go by, to
Devam etmek Go off, to
1- Gitmek Go, to
2- İşlemek (went, gone)
Koruyucu gözlük Goggles
İyi Good
Eşya Goods
Yönetmek Govern, to
Regülatör Governor
Derecelendirmek Grade, to
Eğim Gradient
Kademeli olarak Gradually
1- Derecelere ayırma Graduation
Tutmak Grasp, to
Yerçekimi Gravity
Kendi ağırlığıyla boşaltma Gravity draining
Kendi ağırlığıyla ikmal Gravity filling
Yağ Grease
Yeşil Green
Gri Grey
Öğütmek Grind, to
Sımsıkı tutmak Grip, to
Oluk Groove
Oluk çatlaması Groove cracking
Uçağın kargo da dahil toplam ağırlığı Gross weight
Yer Ground
Yerde kapak açma kolu opening handle
Yer emniyeti Ground safety
Yer servis şebekesi network
Topraklamak Ground, to
Topraklama Grounding
Topraklama (oturma) yüzeyi Grounding-plate
Bir grupta toplamak Group, to
Büyümek (grew, grown)
Korumak Guard, to
Tahmin etmek Guess, to
Yol göstermek Guide, to
Fışkırmak Gush out, to
Rüzgar süratinin artması Gust of wind
Gergi teli Guy
Cayro Gyro
Alışkanlık Habit
Durmak Halt, to
Çekiç Hammer
Engel olmak Hamper, to
El Hand
Döndürme kolu Hand crank
Dezavantaj Handicap
Kol Handle
Ele almak Handle, to
Kullanışlı Handy
Asmak Hang, to (hung, hung)
Rastgele Haphazard
Olmak Happen, to
Liman Harbor, harbour
1- Sert Hard
Sertleştirmek Harden, to
Zararlı Harmful
Zararsız Harmless
Donanım Harness
Sert Harsh
Acele Haste
Sahip olmak Have, to (had, had)
Tehlike Hazard
Tehlikeli Hazardous
Baş Head
1- Başta olmak Head, to
Başı (burnu) bir tarafa çevrili Headed into
Baş Heading
Telsiz konuşması için kullanılan başlık Headset
Yığın Heap
Duymak (heard, heard)
Isı kaybı Heat dissipation
Isıtmak Heat, to
Isıtıcı Heater
Ağır Heavy
Şiddetli yağış Heavy rainfall
Yükseklik Height
Helezoni Helical
Kask Helmet
Yardım Help
Yardım etmek Help, to
Burada Here
Tereddüt etmek Hesitate, to
Onaltılı Hexadecimal
Altıgen Hexagonal
Saklamak Hide, to (hid, hidden)
Yüksek High
Yüksek irtifa High altitude
Kuvvetli rüzgar High winds
Uçak kaçırmak Hijack, to
Menteşe Hinge
Menteşeli Hinged
Vurma Hit
Vurmak Hit, to (hit, hit)
Yük asansörü Hoist
Yukarı kaldırmak Hoist, to
Tutmak Hold, to (held, held)
Havaalanına iniş izni bekleyen uçakların izledikleri belirli yol Holding pattern
Delik Hole
Boş Hollow
Kanca Hook
Umut etmek Hope, to
Ufuk Horizon
Yatay Horizontal
Hortum Hose
Sıcak Hot
Saat Hour
Yuva Housing
Havada belli bir noktada durmak Hover, to
Bununla birlikte However
Tekerlek merkezi Hub
Jant kapağı Hubcup
Çok büyük Huge
Uğultu Hum
Nemli Humid
Rutubet Humidity
Kasırga Hurricane
Acele etmek (hurried, hurried)
Melez Hybrid
Hidrolik sıvı kabı container
Hidrolik sistem servis aracı power cart
Hidrolik pompası Hydraulic pump
Hidrolik dönüş hattı Hydraulic return line
Islak pistten dolayı aşınma Ice burn
Buz oluşumu Ice formation
Buz oluşumu Ice foundation
Buzlanmadan korunma Ice protection
Buzlanma Icing
Aynı Identical
Tanımlama Identification
Tanıtma kartı Identification card
Tanımlama/kimlik halkası Identification ring
Tanıtmak (identified, identified)
Ara tekerleği Idler
Boşa alma Idling
Eğer If
Değilse If not
Yanıcı Ignitable
Ateşleme bujisi Igniter
Ateşleme Ignition
Buji Ignition plug
Aldırmamak Ignore, to
Hasta Ill
Okunmaz Illegible
Yasaya aykırı Illicit
Aydınlatmak Illuminate, to
Resimle göstermek Illustrate, to
Görüntü Image
Hayali Imaginary
Lekesiz Immaculate
Önemsiz Immaterial
Olgunlaşmamış Immature
Hemen Immediately
Uçağın yarım luping yaptıktan sonra yarım tono yaparak yatay vaziyete gelerek yükseklik kazanması Immelmann turn
Ucu bucağı olmayan Immense
İçine batırmak Immerse, to
Yakınlık Imminence
Hareketsiz Immobile
Tespit etmek Immobilize, to
Kımıldamayan Immovable
Bağışık Immune
Darbe Impact
Bozmak Impair, to
1- Vermek Impart, to
Tarafsız Impartial
Bölünemez Impartible
Sabırsız Impatient
Engel olmak Impede, to
Zorlamak Impel, to
(Pompa vb. içindeki) Pervane Impeller
Girilemez Impenetrable
Hissedilmez Imperceptible
Kusurlu Imperfect
Tehlikeye sokmak Imperil, to
Su ya da hava geçirmez Impervious
Alet Implement
Tamamlamak Implement, to
1- Anlamına gelmek (implied, implied)
Zorla benimsetmek Impose, to
Olanaksız Impossible
Yapılamaz Impracticable
(İyice) Islatmak Impregnate, to
Etki Impression
Geliştirmek Improve, to
İlerleme Improvement
Darbe Impulse
Çarpma etkili türbin Impulse turbine
Kirlilik Impurity
Uygun olarak In accordance with
Ek olarak In addition to
Yakın In approach
Halinde In case of
İlgili olarak In concern with
….ile beraber/birlikte In conjunction with
Önünde In front of
İyi durumda In good condition
Çalışır durumda In operation
Yerinde In position
Devam etmekte In progress
Orantılı olarak In proportion to
Yakınında In proximity to
Halinde In the event of
Sırayla In turn
Görünür In view
Ulaşılamaz Inaccessible
Yanlışlık Inaccuracy
Yetersiz Inadequate
Kasıtsız olarak Inadvertently
Uygulanamaz Inapplicable
İç taraf Inboard
İstasyona yaklaşmak (uçuş) In-bound
Akkor telli lamba Incandescent light
İnç (2.54 cm) Inch
İsabet Incidence
Olay Incident
Yeni başlamış Incipient
Eğilim Inclination
Eğmek Incline, to
Eğimli Inclined
Eğim ölçeri Inclinometer
Dahil etmek Include, to
Dahil Included
Dahil Including
İçine alan Inclusive
Yanmaz Incombustible
Gelir Income
Eksik Incomplete
Paslanmaz çeliğe benzer Inconel
Göze çarpmayan Inconspicuous
Rahatsızlık Inconvenience
Birleştirmek Incorporate, to
Yanlış Incorrect
Yanlış olarak Incorrectly
Artış Increase
Artmak Increase, to
Artma Increment
Sebep olmak Incur, to
Gerçekten Indeed
Belirsiz Indefinite
Çentik Indent
Girinti Indentation
Bağımsız Independent
Ayrı olarak Independently
1- İşaret Index
Başlıklara göre sıralama Index by title
Tip numaralarına göre sıralama Index by type number
Göstermek Indicate, to
İndikasyon Indication
İndikatör Indicator
İlgisizlik Indifference
İlgisiz Indifferent
Dolaylı Indirect
1- Tek Individual
Manika Individual air outlet
1- İkna etmek Induce, to
İndükleme Induction
İndüksiyon bobini Induction coil
İndükleme akımı Induction current
Etkisiz Ineffective
Etkisiz Inefficient
Hareketsiz Inert
Atalet Inertia
Uçağın dünya üzerindeki konumunu System (IRS)
Kaçınılmaz Inevitable
Karışık Inextricable
İçinden çıkılmaz biçimde Inextricably
Yanılmaz Infallible
Aşağı Inferior
İçeri sızmak Infiltrate, to
Sonsuz Infinite
Sonsuzluk Infinity
Tutuşmak Inflame, to
Yanıcı Inflammable
Şişirmek (lastik) Inflate, to
Uçuşta yakıtı havada boşaltma In flight fuel dumping
Etki Influence
Etkilemek Influence, to
Haber vermek Inform, to
Bilgi Information
Bozma Infraction
Seyrek Infrequent
Dökmek Infuse, to
İçine dökme ya da akıtma Infusion
İçine çekmek Ingest, to
Külçe Ingot
Yer etmek Ingrain, to
Karışımı oluşturan madde Ingredient
Nefes almak Inhale, to
Doğal Inherent
Engellemek Inhibit, to
İnhibitör Inhibitor
İlk Initial
Başlatmak Initiate, to
Enjekte etmek Inject, to
Enjeksiyon basıncı Injection pressure
Yararlanma Injury
Mürekkep Ink
Giriş Inlet
Emme odası Inlet chamber
Emme borusu Inlet duct
Sırada In line
İçerideki Inner
Masum Innocent
Yenilik getirmek Innovate, to
Yenilik Innovation
Sayısız Innumerable
İşlemeyen Inoperative
Eş fazlı In-phase
Girdi Input
Sormak Inquire, to
Soruşturma Inquiry
Yazmak Inscribe, to
Sokmak Insert, to
Servis ölçümleri measurements
Kavrama Insight
Önemsiz Insignificant
Israr etmek Insist, to
Dikkatlice gözden geçirmek Inspect, to
Yoklama Inspection
Kontrol eden kişi Inspector
Yerleştirmek Install, to
Takma Installation
Yerleştirilmiş Installed
Örnek Instance
Hemen olan Instant
Anlık Instantaneous
Yerine Instead of
1- Öğretmek Instruct, to
Talimat Instructions
Eğitmen Instructor
Alet Instrument
Aletli iniş sistemi System (ILS)
Yalıtmak Insulate, to
Yalıtım Insulation
İki iletkeni ayıran yalıtkan maddenin elektrik direnci Insulation resistance
Sigorta etmek Insure, to
Bozulmamış Intact
Giriş Intake
Emme zamanı Intake stroke
Tamsayı Integer
Tam Integral
Tamamlamak Integrate, to
Dişli grubu ve üretici bölümü tek uçak motorundan aldığı dönüyle elektrik üreten jeneratör Generator (IDG)
İntegralleyici devre Integrating circuit
Doluluk Integrity
Tasarlamak Intend, to
Hızlandırıcı Intensifier electrode
1- Şiddet Intensity
Kasıtlı Intentional
Durdurmak Intercept, to
Avcı uçağı Interceptor
Birbiriyle değiştirilebilir Interchangeable
Dahili konuşma sistemi Intercom system
Birbirine bağlamak Interconnect, to
Elektrotlar arası geçirgenlik capacitance
Arayüzey Interface
Karışmak Interfere, to
Müdahale Interference
İç Interior
Aralıklı tanıma Interlaced scanning
İç tabakanın (katın) izolasyonu Interlayer insulation
Orta astarı koymak Interline, to
Birbirine kenetlemek Interlock, to
Orta Intermediate
Ara Intermission
Ara vermek Intermit, to
Aralıklı Intermittent
İntermodülasyon Intermodulation
Dahili Internal
Dahili telefon sistemi Interphone
Yorumlamak Interpret, to
Yorumlama Interpretation
Ara Interregnum
Birbiriyle alakalı olmak Interrelate, to
Karşılıklı Interrelated
Sorguya çekmek Interrogate, to
Kesmek Interrupt, to
Kesişmek Intersect, to
Kesişme Intersection
Aralık (zaman olarak) Interval
İçine Into
Girift Intricate
1- Ortaya çıkarmak Introduce, to
Giriş Introduction
Geçersiz Invalid
Çok değerli Invaluable
İcat etmek Invent, to
İcat Invention
Envanter Inventory
Ters voltaj Inverse voltage
Tersine çevirmek Invert, to
İnverter Inverter
Araştırmak Investigate, to
Görünmez Invisible
Fatura Invoice
Başvurmak Invoke, to
Karıştırmak Involve, to
Alakası olmak Involved in
İyot Iodine
İyotlamak Iodize, to
İyonlara ayırmak Ionize, to
İyonosfer Ionosphere
Ortadan kaldırmak Iron out, to
Düzensiz Irregular
Yıkamak Irrigate, to
Tahriş edici Irritant
Ayırmak Isolate, to
Ayırma Isolation
Yayınlamak Issue, to
1- Parça Item
Ayrıntıları ile yazmak Itemize, to
Jaka almak Jack up, to
Jaka almak Jacking
Sivri uç Jag
Kertikli Jagged
Sıkıştırmak Jam, to
Sıkıştırma somunu Jam nut
Sarsmak Jar, to
Çeneli kavrama Jaw clutch
Pelte Jelly
Birdenbire çekmek Jerk, to
Aniden Jerking
Yakıt taşımak için kullaılan 5 galonluk konteyner Jerry can
Uçuş esnasında uçaktan eşya Jettison, to
İşe hazırlık Job set up Job set up
Görev hazırlık bilgisi information
Geçme Joggle
Birleşmek Join, to
Birleşme yeri Joint
Sarsmak Jolt, to
Şaft yatağı Journal
Yolculuk Journey
Sıçramak Jump, to
Geçici olarak kullanılan elektrik bağlantı teli Jumper
Birleşme Junction
1- Henüz Just
Doğrulamak justified)
Uzak durmak Keep away, to
Uzak durmak Keep off, to
1- Muhafaza etmek (kept, kept)
Klavye Keyboard
Çeşit Kind
Telin dolaşması Kink
Takım Kit
Diz Knee
Bıçak gibi keskin kenarlı çelik veya diğer sert maddeler Knife edge
Switch Knob
Vurmak Knock, to
1- Hız birimi Knot
Bilmek (knew, known)
Bilinen Known
Boğum Knuckle
Tırtıklı Knurled
Etiket Label
Etiketlemek Label, to
Olmayış Lack
-den yoksun olmak Lack, to
Merdiven Ladder
Yaprak haline getirmek Laminate, to
Toprak Land
Yere inmek Land, to
İniş Landing
İniş takımı Landing gear
İniş takımı bölümü Landing gear bay
İniş takımı yuvası Landing gear well
İniş takımı tekerleği Landing gear wheel
İniş rulesi Landing roll
Dil Language
Katlamak Lap, to
Geniş Large
Son Last
Devam etmek Last, to
Mandal kilidi Latch
Mandallamak Latch, to
Geç Late
Sonra Later
Yanal Lateral
Yana doğru Laterally
Enlem Latitude
İki şeyden sonuncusu Latter
Kafes Lattice
1- Uçağı uçuş için bırakma Launch, to
Tuvalet Lavatory
Tuvalet kapıları Lavatory doors
Kanun Law
Yatırmak Lay, to (laid, laid)
Tabaka Layer
Plan Layout
Süzmek Leach, to
Filtre edilebilir Leachable
Lead
Yol göstermek Lead, to (led, led)
Başta gelen Leading
Hücum kenarı Leading edge
Sızıntı Leak
Sızdırmaz Leak proof
Sızıntı Leakage
Dayanmak Lean, to
Sıçramak Leap, to
Öğrenmek Learn, to
Bırakmak Leave, to (left, left)
Raf gibi düz çıkıntı Ledge
Muhafazalı taraf Lee
Rüzgar altı Lee side
Sol Left
Sol Left hand side
Solak Left handed
Bacak Leg
Yasal Legal
Işıklı yazı Legend
Okunaklı Legible
Yasal Legitimate
Uzunluk Length
-den az Less than
Azaltmak Lessen, to
İzin vermek Let, to (let, let)
Seviye Level
Düzeltmek Level, to
Levye Lever
Sorumluluk Liability
Sorumlu Liable
Lisans License, license
İzin vermek License, to
Kapak Lid
Yatmak Lie, to (lay, lain)
Hayat Life
Can yeleği Life vest
Hayat süresi Lifetime
Kaldırmak Lift, to
Lamba Light
Aydınlatmak Light to (lit, lit)
Hafifletmek Lighting, to
Hafifçe Lightly
Gibi Like
Hoşlanmak Like, to
Olası Likely
Aynı şekilde Likewise
Dairesel dış kenar Limb
Sınır Limit
Kısıtlamak Limit, to
Sınır Limitation
Sınırlı Limited
Hat Line
Hat bakım Line maintenance
Lineer Linear
Keten Linen
Gitmemek Linger, to
Bağ Link
Birbirine bağlamak Link, to
Bağlantı Linkage
Tiftiksiz Lint free
Sıvı Liquid
Listesini yapmak List, to
Dinlemek Listen, to
Canlı Live
Yaşamak Live, to
Yük Load
Yüklemek Load, to
Yuvarlakça kısım Lobe
Yerel Local
Yerel saat Local time
Yerini belirlemek Localize, to
ILS’nin inişte son yaklaşma için pistin merkez hattını gösteren elektronik kısmı Localizer
1- Yerleştirmek Locate, to
Yer Location
Kilitlemek Lock, to
Kilitli Locked
Kilitleme aygıtı Locking device
Emniyet teli Lockwire
Emniyet teliyle bağlamak Lockwire, to
Yapılan işlerin kaydedildiği defter Logbook
Mantık Logic
Mantıklı Logical
Uzun Long
Uzun mesafe Long distance
Uzun menzilli Long range
Uzun vadeli Long term
Boylam Longitude
Uzunlamasına Longitudinal
Aramak Look for, to
Bakmak Look, to
Lup Loop
Gevşek Loose
Gevşek olarak Loosely
Gevşetmek Loosen, to
Kaybetmek Lose, to (lost, lost)
Kayıp Loss
Yüksek (ses) Loud
Gürültü Loudness
Hoparlör Loudspeaker
Düşük Low
Düşük basınçlı ikaz lambası Low pressure light
Aşağı Lower
1- İndirmek Lower, to
Hatta değiştirilebilen cihaz (Line Replaceable Unit)
Yağlamak Lubricate, to
Yağlama Lubricating
Yağlama Lubrication
Şans Luck
Bağlantı noktası olarak kullanılan çıkıntı Lug
Bagaj Luggage
Ilık Lukewarm
Işık veren Luminary
Parlak Luminous
Parça Lump
Akciğer Lungs
Uçağın hızının uçulan ortamdaki ses hızına oranı Mach
Mıknatıs Magnet
Manyetik kutup Magnetic pole
Manyetik bant Magnetic tape
Mıknatıslamak Magnetize, to
Manyetolu ateşleme Magneto ignition
Büyüteç Magnifier
(magnified
Postalamak Mail, to
Ana Main
Ana iniş takımı Main gear
Ana iniş takımı açıkta lock assembly
Esas olarak Mainly
Mevcut durumu muhafaza etmek Maintain, to
Bakım Maintenance
Bakım merkezi Maintenance facility
Bakım personeli personnel
Çoğunluk Majority
Emin olmak Make certain, to
Emin olmak Make sure, to
Oluşturmak Make up, to
Yapmak Make, to (made, made)
Erkek bağlantı elemanı Male connector
Arıza Malfunction
Dövülebilir Malleable
Tokmak Mallet
İnsan gücü Man power
Yönetmek Manage, to
Zorunlu Mandatory
Bir insanın bir saatlik çalışması Man hour
Basınçlı sıvı ya da gazın kollara dağıldığı port Manifold
İdare etmek Manipulate, to
Tarz Manner
Manevra Manoeuver
Manevra yapmak Manoeuver, to
Elle (manuel) kumanda Manual control
Üretmek Manufacture, to
Üretici Manufacturer
Çok Many
Harita Map
Bozmak Mar, to
Mermer Marble
Sınır Margin
Kenarda olan Marginal
İşaret Mark
İşaretlemek Mark, to
Yığın Mass
Ağır Massive
Önemli arızaları ikaz eden lamba Master caution light
Ana şalter Master switch
Çok önemli arızaları ikaz eden lamba Master warning light
Hasır Mat
Birbirine uydurmak Match, to
Birleştirmek Mate, to
Malzeme Material
Temas eden yüzeyler Mating surfaces
1- Madde Matter
Olmak Mature, to
Maksimuma çıkarmak Maximize, to
En çok Maximum
Orta Mean
Ortalama değer Mean value
Anlamına gelmek Mean, to
Anlam Meaning
Yol Means
Bu arada Meanwhile
Ölçülür Measurable
Ölçmek Measure, to
Ölçü Measurement
Ölçüm Measuring
Mekanik Mechanic
Mekanik olarak çalışan makineyi oluşturan bütün kısımlar operated
Tıbbi Medical
Orta menzilli Medium range
Karşılamak (met, met)
Erimek Melt, to
Erime noktası Melting point
Üye Member
Hafıza Memory
Onarmak Mend, to
Zihinsel Mental
Anlayış Mentality
Söylemek Mention, to
Cıva Mercury
Sadece Merely
İçine karışmak Merge, to
Meridyen Meridian
Değer Merit
Hak etmek Merit, to
1- Dişli çarkının dişlerinin Mesh
Mesaj kısmı/bölümü Message slot
Metalik Metallic
Ölçmek Meter, to
Sıvı akışını yönlendiren bir çeşit kumanda valfi Metering valve
Titiz Meticulous
Mikrodalga Microwave
Orta Middle
Mikrofon Mike (sl.)
Yumuşak Mild
Bar’ın binde biri Milibar
Öğütmek Mill, to
Freze makinesi Milling machine
Karıştırmak Mingle, to
En az Minimal
Asgariye indirmek Minimize, to
En küçük miktar Minimum
Uçuş sırasındaki asgari yükseklik altitude
Azınlık Minority
Eksi (-) Minus
Dakika Minute
Ayna Mirror
Yanlış ayarlamak Misalign, to
Yanlış ayarlama Misalignment
Çeşitli Miscellaneous
Yanıltmak (misled, misled)
Kayıp Missing
Pus Mist
Yanlış Mistake
Yanlış yerde kullanmak Misuse, to
Birbirine karıştırmak Mix, to
Karışık Mixed
Karışım Mixture
Hareket eden Mobile
Herhangi bir şeyin modeli Mock up
Mod seçme anahtarı Mode selector switch
1- Orta Moderate
Yenileştirmek Modernize, to
Değişiklik Modification
Frekans değiştirmek (modified, modified)
Değiştirme Modulation
Nem Moisture
An Moment
Kısa bir süre için Momentarily
Bir anlık Momentary
Moment Momentum
İzlemek Monitor, to
Yekpare Monolithic
Tekdüze Monotonous
Muson Monsoon
Ay Month
Ay Moon
(Uçağı) Bağlamak Moor, to
Daha çok More
-den daha fazla More than
Üstelik Moreover
Sabah Morning
Mors alfabesi Morse code
En çok Most
Çoğunlukla Mostly
Hareket Motion
Sevk etmek Motivate, to
(Motor) Çalıştırmak Motor, to
Start dışı sebepler için motoru starter’larla döndürmek Motoring
Kalıba dökmek Mould, to
Yuva Mount
Monte etmek Mount, to
Ağız Mouth
İleri geri hareket etmek Move in and out, to
1- Hareket etmek/ettirmek Move, to
Hareket Movement
Hareketli Moving
Çok Much
Çamur Mud
Susturucu Muffler
Çok Multi
Çok işlevli Multi functional
Çok bölümlü Multiple
Çok safhalı devre Multiple circuit
Sinyali çoğaltma Multiplexing
Çoğalma Multiplication
(multiplied
Sessiz Mute
Karşılıklı Mutual
Motoru örten ve içine alan kısım Nacelle
1- Çivi Nail
Çivilemek Nail, to
İsim Name
İsim vermek Name, to
Dar Narrow
Daraltmak Narrow, to
Ulusal National
Yerli Native
Doğal Natural
Doğa Nature
Hiçbir şey Naught
Denizciliğe ait Nautical
Gidip gelmek Navigate, to
Sefer Navigation
Donanma Navy
Yakın Near
Hemen hemen Nearly
Temiz Neat
Gerekli Necessary
Gerektirmek Necessitate, to
1- Boyun Neck
İhtiyacı olmak Need, to
1- İğne Needle
İhmal etmek Neglect, to
Kayıtsız Negligent
Görüşmek Negotiate, to
Yakın Neighbouring
Hiçbiri Neither
Ne…ne de Neither … nor
Net
Şebeke Network
Nötr Neutral
Etkisiz hale getirmek Neutralize, to
Asla Never
Yeni New
Haber News
En yakın Next
Yanına Next to
Gece Night
Hiç Nil
Pense Nippers
Nipel Nipple
Artık No longer
Düğüm Node
Gürültü Noise
Sessiz Noise (no)
Terminoloji Nomenclature
Devamlı Non stop
Başka bir yüzeye sürüldüğünde aşınmayan Nonabrasive
Mecburi Non-mandatory
Metalik olmayan Nonmetallic
Sigara içmeyen Nonsmoker
Öğle Noon
Normal olarak Normally
Kuzey North
Burun Nose
Burun iniş takımı Nose gear
Burun iniş takımını kilitleme downlock assembly
Burun iniş takımı kilit pimi Nose gear lockpin
Burun iniş takımı Nose landing gear
Uygulanamaz Not applicable
Kertik Notch
Not Note
Kaydetmek Note, to
Hiçbir şey Nothing
Uyarı Notice
Bildirme Notification
Bildirmek (notified, notified)
Bu günlerde Nowadays
Zararlı Noxious
Değersiz Null
Sayı Number
Saymak Number, to
Sayısal Numeric
Sayısal Numerical
Çok Numerous
Cıvata somunu Nut
İtaat etmek Obey, to
Nesne Object
İtiraz etmek Object, to
İtiraz Objection
Mide bulandırıcı Objectionable
Objektif Objective
Zorunluluk Obligation
Zorunlu Obligatory
Dikdörtgen şeklinde Oblong
Yerine getirme Observance
Dikkatli bakma Observation
1- Uymak Observe, to
Gözlemci Observer
Eskimiş Obsolete
Engel Obstacle
Tıkamak Obstruct, to
Engel Obstruction
Sağlamak Obtain, to
Belli Obvious
Fırsat Occasion
Ara sıra Occasionally
Meslek Occupation
Meşgul Occupied
Meydana gelmek Occupy, to
Olay Occurrence
Sekizli Octal
1- Tek (sayı) Odd
Koku Odor, odour
Kapalı Off
Ölçeksiz okuma Off scale reading
Rota düzeltme Off course correction
Rotadan sapma sinyali Off course signal
Koymak Offer up, to
Teklif etmek Offer, to
Memur Officer
Resmi hizmet Official duty
Dengelemek Offset, to
Dirsek Offset
Ohmmetre Ohmmeter
Yağdanlık Oil can
Yağ soğutucunun bypass valfi Oil cooler bypass valve
Yağ köpüğü Oil foam
Yağ sızdırmaz Oil proof
Yağ filtresi Oil strainer
Yağ haznesi Oil sump
Yağ tankı ikmal ağzı Oil tank filling port
Yağ aktarma bölümü Oil transfer housing
Yağsız Oil free
Hidrolik dikme Oleo strut
Havalı-yağlı Oleopneumatic
Dahil etmeme Omission
Bırakmak Omit, to
Yöneltmez Omnidirectional
Çalışır durumda On
Üstünde On top
Bir defa Once
Bir defadan fazla Once more
Birinin ardından öbürü One after the other
Tek delikli bağlantı One hole mounting
Tek yönlü seyahat One way
Tek adımlı multivibratör multivibrator
Şeffaf olmayan Opaque
Açık Open
Açık devre gerilimi Open circuit voltage
Açık hat Open line
Lastik diş veya dişlerinin yarılması Open tread splice
Açmak Open, to
Açık ağızlı anahtar Open end wrench
Açıklık Opening
Çalışılabilir Operable
Çalışmak Operate, to
Uçuş yüksekliği Operating altitude
Çalışma ömrü Operating life
İşlem Operation
Çalışma Operational test
Çalışan Operative
Düşünce Opinion
Karşı Opponent
Fırsat Opportunity
Karşı koymak Oppose, to
Aksi Opposite
Zıtlık Opposition
Işıklı Optic warning
Optikle ilgili Optical
En iyi Optimum
1- Seçme Option
İsteğe bağlı Optional
Veya Or
Sözlü Oral test
1- Sıra Order
1- Düzenlemek Order, to
Sıra sayıları (birinci Ordinal numbers
Sıradan Ordinary
Maden cevheri Ore
Düzenlemek Organize, to
Yönlendirmek Orient, to
Dar kanal Orifice
Başlangıç Origin
Özgün taşıma frekansı frequency
O kesitli conta O-ring seal
Alıcı tüpü (televizyon) Orthicon
Salınım yapmak Oscillate, to
Salınım Oscillation
Elektrik akımındaki titreşimleri kaydeden alet Oscillograph tube
Diğer Other
-den başka Other than
Aksi takdirde Otherwise
Ons Ounce
Ayarsız Out of adjustment
Arızalı Out of order
Hizmet dışı kalma Outage
Dış taraf Outboard
Dış flap Outboard flap
İstasyondan uzaklaşmak (uçuş) Outbound
Harici anten Outdoor antenna
Dıştaki Outer
En dıştaki Outermost
Dışarıya akış veren emniyet valfi Outflow safety valve
Çıkış Outlet
Tahliye bölümü Outlet case
Tahliye odası Outlet chamber
Ana hat Outline
Genel görünüş Outlook
Faz dışı Out of phase
Çıkış Output
Dış Outside
Önemli Outstanding
Fırın Oven
Aşırı Over
Maksimum hareketini aşmak Over the full travel
Aşırı voltaj Over voltage
Ayrıntılı Overall
Karartmak Overcast, to
Üstesinden gelmek (overcame, overcome)
Büyük bakım Overhaul
Baş üstü paneli Overhead panel
Aşırı ısınma Overheat
Taşma Overlap
Aşırı yük Overload
Konaklama bakımı Overnight check
Geceleme Overnight stay
Otomatik sistemi mekanik (overrode Override, to
İptal etmek Overrule, to
Pist sonu emniyet sahası Overrun
Serbest tekerlek kavraması Overrunning clutch
Çok hızlı gidip kaçırmak Overshoot, to
Fazla geniş Oversize
Aşırı hız Overspeed
Fazla mesai Overtime
Altüst etmek Overturn, to
Borcu olmak Owe, to
Sahip olmak Own, to
Ocean Weather Station OWS
Oksit kaplı filaman Oxide coated filament
Oksijen tüpü Oxygen cylinder
Paketlemek Pack, to
Paket Package
Yoğun kar Packed snow
Sayfa Page
Boya Paint
Boyamak Paint, to
Çift Pair
Solgun Pale
Kargonun yükleme ve boşaltılmasını kolaylaştırmak için altına yerleştirilen metal platform Pallet
Palet kilidi Pallet lock
Kağıt Paper
Paraşüt Parachute
Paragraf Paragraph
Paralel beslenme Parallel feed
Parametre Parameter
Parazit sürüklenme Parasite drag
Park freni kolu Parking brake lever
Kısım Part
Parça numarası Part number
Kısmi Partial
Kısmen Partially
Katılmak Participate, to
Parçacık Particle
Özellikle Particularly
Ayrılma Parting
Ayırmak Partition
Kısmen Partly
Geçmek Pass, to
Geçit Passage
Yolcu Passenger
Yolcu kompartımanı Passenger cabin
Pasifleştirmek Passivate, to
Pasaport Passport
Geçmiş Past
Yapıştırmak Paste, to
Yama Patch
Yol Path
1- Patern Pattern
Duraklamak Pause, to
Zemin Pavement
Bir yöne harekete izin veren ve aksi yönde hareketi engelleyen mekanik stop Pawl
Dikkat etmek Pay attention, to
Ödemek Pay, to (paid, paid)
Uçağa yakıt alındıktan sonra uçağın kaldırabileceği yolcu ve kargo dahil yük miktarı Payload
Ödeme Payment
Zirve Peak
Maksimum güç Peak power
İki pilot koltuğu arasındaki panel Pedestal
Kabuğunu soymak Peel, to
Soyulmuş kuşak Peeled rib
Çekiçle dövmek Peen, to
Ceza Penalty
Kararlaştırılmamış Pending
Sarkaç Pendulum
İçine girmek Penetrate, to
İnsanlar People
1- Başına Per
Saatte Per hour
Algılamak Perceive
Yüzde (%) Percent
Algılanabilir Perceptible
Süzmek Percolate, to
Vurma Percussion
Kusursuz Perfect
Delmek Perforate, to
Delikli Perforated
Delik Perforation
Yapmak Perform, to
İşleme Performance
Güç azalması Performance penalty
Belki Perhaps
Tehlike Peril
Düzenli aralıklarla Periodically
Çevresel Peripheral
Çevre Periphery
1- Yok olmak Perish, to
Sürekli Permanent
Geçirgenlik Permeability
Geçirgen Permeable
İzin verilebilir Permissible
İzin vermek Permit, to
İzin verilmiş Permitted
Dikey Perpendicular
Kalıcı Perpetual
1- Israr etmek Persist, to
Kişi Person
Personel Personnel
Bir tür sert plastik Perspex
-e ait olma Pertain, to
Aşama Phase
Yıldız başlı Phillips head
Yıldız tornavida Phillips screwdriver
1- Maddi Physical
Seçip almak Pick, to
Uçağı bağlamak Picket, to
Asitle temizlemek Pickle, to
Resim Picture
Parça Piece
Delmek Pierce, to
Yığmak Pile, to
Direk Pillar
Pilot müdahalesi Pilot action
Pim Pin
Sıkıştırmak Pinch, to
Öncülük etmek Pioneer, to
Çukur Pit
Uçağın burnunun aşağı yukarı hareketi Pitch action
Airspeed indikatörleri Pitot static system
Mil üzerinde dönmek Pivot, to
Etiket Placard
Etiketlemek Placard, to
Yer Place
1- Yerleştirmek Place, to
Yerleştirme Placement
Düz Plain
Gezegen Planet
Kalas döşemek Plank, to
Planlı Planned
1- Bitki Plant
Levha Plate
Güvence vermek Pledge, to
Çok Plenty
Cama benzer bir plastik çeşidi Plexiglas
Bükülür Pliable
Kerpeten Pliers
Plan Plot
1- Tıkaç Plug
Su tesisatçısı Plumber
Su tesisatı Plumbing
Daldırmak Plunge, to
Pompa pistonu Plunger
Art (+) Plus
Kat Ply
Kat ayrılması Ply separation
Pnömatik Pneumatic
1- Cep Pocket
Nokta Point
Çevirmek Point at, to
İşaret etmek Point, to
İbre Pointer
Zehirli Poisonous
Polarizasyon akımı Polar current
Bir mıknatısın kutupları gibi çekme veya itme özelliklerine sahip olma Polarity
Bir ışının titreşimlerini belirli bir yöne çevirmek Polarize, to
Kutup Pole
Kontrol altında tutmak Police, to
Cilalamak Polish, to
Cilalı Polished
Yetersiz Poor
Atmak Pop out, to
Atık Popped
Tutulan Popular
Metal yüzeyindeki küçük delik Pore
1- Liman Port
Uçağın kendi cephesine göre sol tarafı Port side
Taşınabilen Portable
Portatif test aleti Portable tester
Kısım Portion
Ortaya çıkarmak Pose, to
Pozisyon Position
Konumuna getirmek Position, to
Pozitif Positive
Sahip olmak Possess, to
Olasılık Possibility
Olası Possible
Tamamlanmamış Post flight
Ertelemek Postpone, to
İçilebilir Potable
Güçlü Potent
Potansiyel Potential
İngiliz ağırlık birimi (453 g) Pound
İnç kareye isabet eden pound Inch (PSI)
Dökmek Pour, to
Güç Power
Güç kaynağı Power supply
Çalıştırmak Power, to
Yapılabilir Practicable
Pratik Practical
Önce Pre-
Güvenilmez Precarious
Önceden alınan tedbir Precaution
-den önce gelmek Precede, to
Değerli Precious
Yağış Precipitation
Kesin Precise
Kesinlikle Precisely
Kesinlik Precision
Engel olmak Preclude, to
Sinyali işlemeden önce ön bir işlemden geçirme Preconditioning
Önceden belirlemek Predetermine, to
Doğrulamak Predicate, to
Önceden bildirmek Predict, to
Tercih etmek Prefer, to
Tercihen Preferably
Özel conta Preformed packing
İlk Preliminary
Hazırlık Preparation
Hazırlamak Prepare, to
Önceden seçmek Preselect, to
Varlık Presence
Mevcut Present
Koordinatların pilot tarafından girilmesi entering
Korumak Preserve, to
Önceden ayarlamak Preset, to
Basmak Press, to
Basınç Pressure
Basınç duvarı/bölmesi Pressure bulkhead
Basınçlı ikmal Pressure filling
Basınçlı Pressurized
Basınçlandırmak Pressurize, to
Saymak Presume, to
-mış gibi yapmak Pretend, to
Hakim olmak Prevail, to
En sık esen rüzgar Prevailing wind
Önlemek Prevent, to
Önleyici maintenance
Ana Primary
Ana uçuş kumanda yüzeyleri control surfaces
Astar Primer
Esas Principal
Prensip Principle
Basmak Print, to
Önce Prior to
Öncelik Priority
Olasılık Probability
Olası Probable
İşlem sırası Procedure
Devam etmek Proceed, to
Süreç Process
Özel işleme tabi tutmak Process, to
Meydana getirmek Produce, to
Üretici Producer
Ürün Product
Üretim Production
Meslek Profession
İlerleme Progress
İlerleyen Progressive
Yasaklamak Prohibit, to
Çıkık Prominent
İlerletmek Promote, to
Çabuk Prompt
1- Kanıt Proof
Üretmek Propagate, to
İtmek Propel, to
Pervane Propeller
Uygun Proper
Doğru olarak Properly
Orantı Proportion
Orantılı Proportional
Öneri Proposal
İtici güç Propulsion
İtici Propulsive
Korumak Protect, to
Koruma Protection
Koruyucu Protective
Dışarıda Protruding
Kanıtlamak Prove, to
Sağlamak Provide, to
Şartıyla Provided, providing
Geçici Provisional
Yakınlık Proximity
Yayınlamak Publish, to
Ayırmak Pull away, to
Çekmek Pull, to
Titremek Pulsate, to
Sinyal Pulse
1- Ezmek Pulverize, to
Pompa Pump
Pompalamak Pump, to
Dakik Punctual
Delinme Puncture
Satın almak Purchase, to
Saf Pure
Temizlemek Purge, to
Arıtıcı Purifier
Arıtmak (purified, purified)
Kabin amiri Purser
Aşağı itmek Push down, to
İtmek Push, to
İtip çekerek çift yönlü hareket ileten kablo Push-pull cable
Üzerine bastırarak faal olup olmadığı kontrol edilen lamba Push to test light
Bir tarafa koymak Put away, to
Yerleştirmek Put in position, to
İçine koymak Put into, to
1- Uygulamak Put on, to
Koymak Put, to (put, put)
Dört kat Quadruple
Vasıf Qualification
Vasıflı Qualified
Kalite Quality
Miktar Quantity
Çeyrek Quarter
Söndürmek Quench, to
Kesin olmayan Questionable
Çabuk Quick
Çabuk ve kolayca çözülüp bağlanabilen Detach (QAD)
Çabuk sökülüp takılabilen birleştirme şekli Quick connection
Cıva Quicksilver
Devinimsiz Quicescent
Sessiz Quiet
Bırakmak Quit, to
Oldukça Quite
Hisse Quota
Bahsetmek Quote, to
Yuva Race
Raf Rack
Radar beacon Racon
Radarla yaklaşma kontrolü control
Işın yayan Radiant
Işın yaymak Radiate, to
Radyoaktif Radioactive
Yarıçap Radius
1- Sal Raft
Üstüpü Rag
1- Korkuluk Rail
Kokpit ön camlarından yağmurun hemen akıp gitmesine yardımcı olan özel sıvı Rain repellent
Yağış Rainfall
Kaldırmak Raise, to
Basınç sensörü Rake
Çarpan hava etkisi Ram air effect
Rampa Ramp
Rastgele Random
Alan Range
Sıra Rank
Hızla Rapidly
Çark mandalı Ratchet
Oran Rate
Tercihen Rather
Dereceleme Rating
Oran Ratio
1- Ham Raw
Hammadde Raw material
Işın Ray
Ulaşmak Reach, to
Tepki Reaction
Tekrar okumak Read back, to
1- Okumak Read, to (read, read)
Okunaklı Readable
Kolayca Readily
Göstergenin kaydettiği ölçüm Reading
Okuma lambası Reading light
Hazır Ready
Gerçek Real
Genişletmek (delik) Ream, to
Arka Rear
Arka spar (duvar) Rear spar
Neden Reason
Makul Reasonable
1- Geri çağırmak Recall, to
Almak Receive, to
Alıcı Receiver
Son günlerde Recently
Elektrik prizi Receptacle
Girinti Recess
Karşılıklı Reciprocal
Karşılıklı hareket etmek Reciprocate, to
İleri geri hareket Reciprocating motion
Devridaim Recirculation
Hesaplama Reckoning
1- Boşaltmak Reclaim, to
Dayanmak Recline, to
Tanımak Recognize, to
Tavsiye etmek Recommend, to
Tavsiye edilen Recommended
Uzlaştırmak Reconcile, to
Yenilemek Recondition, to
Yeniden bağlamak Reconnect, to
Kayıt Record
Kaydetmek Record, to
Geri almak Recover, to
Geri kazanma Recovery
Dikdörtgen Rectangle
Düzeltme Rectification
Alternatif akımı doğru akıma çeviren cihaz Rectifier
1- Düzeltmek (rectified, rectified)
Azaltmak Reduce, to
Azaltma Reduction
Fazla Redundant
Yeniden enerji vermek Re-energize, to
1- Başvurmak Refer, to
Referans Reference
Referans değer Reference value
İlgili prosedürler procedures
Tekrar doldurmak Refill, to
Arıtmak Refine, to
Yansıtmak Reflect, to
Yansıma Reflection
Kendini tutmak Refrain, to
Canlandırmak Refresh, to
Yakıt ikmal etmek Refuel, to
Reddetmek Refuse, to
Yenilemek Regenerate, to
Bölge Region
Bölgesel Regional
Sicil Register
Kaydetmek Register, to
Kayıt Registration
Düzenli Regular
Ayarlamak Regulate, to
1- Düzenleme Regulation
Kuvvetlendirmek Reinforce, to
Takviye kabloları Reinforcement cords
Tekrar sokmak Reinsert, to
Reddetmek Reject, to
İlgili Related
İlgi Relation
İlişkin Relative
Röle Relay
Nakletmek Relay, to
Serbest bırakmak Release, to
İlgili Relevant
Güvenilirlik Reliability
Güvenilir Reliable
Basınç emniyet valfi Relief valve
Dindirmek Relieve, to
Yeniden yerleştirmek Relocate, to
Manyetik direnç Reluctance
Güvenmek Rely on, to
Kalmak Remain, to
Arta kalan Remaining
Dikkate değer Remarkable
Açıklamalar Remarks
Çare Remedy
Hatırlamak Remember, to
Artık Remnant
Uzak Remote
Uzaktan kumanda Remote control
Sökülebilir Removable
Sökme Removal
1- Sökmek Remove, to
Vermek Render, to
Yenilemek Renew, to
Tamir Repair
Tamir etmek Repair, to
Yeniden yapmak Repeat, to
İtmek Repel, to
Tekrarlamalı Repetitive
1- Değiştirmek Replace, to
Değiştirme Replacement
Tekrar doldurmak Replenish, to
Cevap Reply
Cevap vermek Reply, to
Rapor Report
Rapor etmek Report, to
1- Göstermek Represent, to
Temsilci Representative
İstek Request
İstemek Request, to
Gerektirmek Require, to
Gerekli Required
Gereksinim Requirement
Gerekli Requisite
Kurtarmak Rescue, to
Araştırma Research
Ayırmak Reserve, to
Depo Reservoir
Yeniden ayarlamak Reset, to
Artık Residual
Kalıntı Residue
Dayanmak Resist, to
Direnç Resistance
Dayanıklı Resistant
Çözme Resolution
Kaynak Resource
(Cümlede ortaya çıktığı) Sırayla Respectively
Solunum Respiration
Cevap vermek Respond, to
Cevap Response
Sorumluluk Responsibility
Sorumlu Responsible
Eski haline getirmek Restore, to
Sınırlandırmak Restrain, to
Sınırlama Restriction
Sonuç Result
1- Sonuçlandırmak Result in, to
Tutmak Retain, to
Tutan Retainer
Yavaşlatmak Retard, to
Gecikmiş Retarded
Geri çekmek Retract, to
Toplanır Retractable
Toplama Retraction
Tekrar ele geçirilebilir Retrievable
Tekrar ele geçirmek Retrieve, to
Dönüş Return
Dönmek Return, to
Tekrar kullanılabilir Reusable
Açığa vurmak Reveal, to
Ters Reverse
Ters çevirmek Reverse, to
Yeniden incelemek Review, to
Düzeltmek Revise, to
Düzeltme Revision
Dönme Revolution
Dönmek Revolve, to
Geri sarmak Rewind, to
Tekrar yazmak Rewrite, to
1- Kuşak Rib
Kuşak ayrılması Rib undercutting
Şerit Ribbon
Ayar Ringing
1- Sağ Right
Dik açı Right angle
Sağ taraf Right hand side
Sert Rigid
Kenar Rim
Kırağı Rime
Halka Ring
Durulamak Rinse, to
Yırtılmış Ripped
Hafif dalgalanma Ripple
Yükseltmek Rise, to (rose, risen)
Risk Risk
Perçinlemek Rivet, to
Perçinli Riveted
Yol Road
Sağlam Robust
Sallamak Rock, to
Uçağın sağa sola yatış hareketi Roll action
Uçağın inişten sonra pistte koşturması Roll out
Yuvarlamak Roll, to
Silindir Roller
İp Rope
Dönen Rotary
Bir eksen üzerinde dönmek Rotate, to
Rotasyon Rotation
Pürüzlü Rough
Kabalık Roughness
1- Yuvarlak Round
1- Yuvarlak yapmak Round off, to
Rota Route
Rutin olarak Routinely
Sıra Row
Ovalamak Rub, to
Latik kauçuk Rubber
Uçağın sağa sola yönünü değiştirmek için kullanılan kuyruktaki uçuş kumanda yüzeyi Rudder
Arızalı Rugged
Kural Rule
Yönetmek Rule, to
1- Koşmak Run, to (ran, run)
Akan Running (water)
Pist Runway
Kırılma Rupture
Acele etmek Rush, to
Pas Rust
Torba Sack
Feda etmek Sacrifice, to
Yüzeyin kendisinden daha düşük derecede metalle kaplandığı bir korozyondan koruma metodu Sacrificial corrosion
Emniyetli Safe
Emniyet Safetied
Emniyet kemeri Safety belt
Emniyet kelepçeleri Safety clips
Emniyet halkası Safety collar
Emniyet ağı Safety net
Emniyet tedbirleri Safety precautions
Emniyet bandı Safety strap
Emniyet valfi; fazla Safety valve
Emniyete almak (safetied, safetied)
Yangından Salvage, to
Aynı Same
Örnek Sample
Zımparalamak Sand, to
Zımpara Sandpaper
Uydu Satellite
Yeterli Satisfactory
Doyma durumuna getirmek Saturate, to
Doyma Saturation
Kurtarmak Save, to
Testere Saw
Demek Say, to (said, said)
İskele Scaffolding
Ölçek Scale
Seviyelendirme Scaling
Tarama Scan
Taramak Scan, to
Saçmak Scatter, to
Bir bölgeden istenmeyen maddeleri atma Scavenge
Emiş pompası Scavenge pump
Süpürmek Scavenge, to
Program yapmak Schedule, to
Programlanan Scheduled
Tarifeli sefer Scheduled flight
Şematik olarak Schematically
Bilimadamı Scientist
Makas Scissors
Spatül Scoop
1- Osiloskop Scope
Hafifçe yakmak Scorch, to
Çentik Score
Çizilme Scoring
Ovalamak Scour, to
Karıştırmak Scramble, to
Parça Scrap
Parçalamak Scrap, to
Raspa Scraper
Çizilmiş Scratched
Ekran Screen
Ekran ızgarası Screen grid
Vida Screw
Vidalamak Screw in, to
Vidalamak Screw, to
Tornavida Screwdriver
Çizecek Scriber
(Ekranda) Görüntü kaydetme Scroll, to
Fırçalayarak temizlemek Scrub, to
İyice incelemek Scrutinize, to
Sürüyerek aşındırmak Scuff, to
Deniz seviyesi Sea level
Conta Seal
Conta kapak Seal cap
Contalamak Seal, to
Dolgu macunu Sealant
Contalanmış Sealed
Contalı kısım Sealed area
Bağlantı yeri Seam
Kaynaksız Seamless
Kurutmak Sear, to
Aramak Search, to
Koltuk Seat
Emniyet kemeri Seat belt
Yerleştirmek Seat, to
1- Saniye Second
İkincil Secondary
Bölüm Section
Sektör Sector
Emniyete almak Secure, to
Emniyetli Secured
Güvenlik Security
Tortu Sediment
Görmek (saw, seen)
Aramak (sought, sought)
Görünmek Seem, to
Sızmak Seep, to
Sızıntı Seepage
Parça Segment
1- Yakalamak Seize, to
Tutma Seizure
Seçmek Select, to
Seçilmiş Selected
Seçim Selection
Selektör Selector
Kendinden yapışan Self-adhesive
Bağımsız Self-contained
Aşikar Self-explanatory
Yarı Semi-
Yarı iletken Semi conductor
Yollamak Send, to (sent, sent)
Verici Sender
Duyu Sense
Hissetmek Sense, to
Fark edilir Sensible
Hassas Sensitive
Hassasiyet Sensitivity
Sensör Sensor
Ayrı Separate
Ayırmak Separate, to
Ayrı ayrı Separately
Ayrılma Separation
Sıra Sequence
Seri oluşturan Sequential
Seri numarası Serial number
Seri Series
Seri devre Series circuit
Seri bağlantı Series connection
Ciddi Serious
Tırtıllamak Serrate, to
Girintili Serrated
Kurt dişli Serrated plate
1- Hizmet vermek Serve, to
Servis bülteni Service bulletin
Bakmak Service, to
Kullanılabilir Serviceable
İkmal Servicing
Servo Servo
Kumanda yüzeyinin firar kenarına tutturulmuş ayarlanabilir tab Servo tab
Ayarlamak Set for, to
1- Başlamak Set up, to
1- Kurmak Set, to (set, set)
Ayar Setting
Ayar düğmesi Setting knob
1- Yerleşmek Settle, to
Kesmek Sever, to
Birçok Several
Şiddetli Severe
Kelepçe Shackle
Ton (renk) Shade
Gölge Shadow
Şaft Shaft
Silkmek Shake out, to
Sallamak (shook, shaken)
Şekil Shape
Şekil vermek Shape, to
Paylaşmak Share, to
Keskin Sharp
Bilemek Sharpen, to
Keskinlik Sharpness
Kırmak Shatter, to
1- Tıraş etmek Shave, to
Gerektiğinde kopararak hasarın yayılmasını önlemeye yarayan emniyet pimi Shear pin
Kesmek Shear, to
Büyük makas Shears
Kılıf Sheath
1- Saf Sheer
Rotadan sapmak Sheer, to
1- Sac Sheet
Metal levha Sheet metal
Raf Shelf
Kabuk Shell
Kalkan Shield
Korumalı kablo Shielded cable
1- Değişme Shift
Değiştirmek Shift, to
Şim Shim
Esneme Shimmy
Parlamak (shone, shone)
Yükleme Shipment
Amortisör Shock absorber
Dikme Shock strut
Atölye Shop
Desteklemek Shore up, to
Kısa Short
Kısa devre Short circuit
Kısa dalga Short wave
Eksiklik Shortage
Kısaltmak Shorten, to
Yanardöner görünüm Shot effect
Püskürtmeli sertleştirme Shotpeening
Omuz Shoulder
Kürek Shovel
Gözükmek Show up, to
Görünmek (showed, shown)
Küçülmek (shrank, shrunk)
Çekmez Shrinkproof
Paralel devre Shunt circuit
Paralel bağlamak Shunt, to
Durdurmak Shut down, to
Kesmek Shut off, to
Kapanmak (shut, shut)
Kesme Shutoff
Kesme kapama valfi Shut off valve
Obtüratör Shutter
Mekik Shuttle
İki nokta arasında sefer yapan otobüs Shuttle bus
Mekik valf Shuttle valve
Kenar Side
Yana kayma Side slip
A320 Side stick
Yan ses Side tone
Kaldırım Sidewalk
1- Yan duvar Sidewall
Elemek Sift, to
Görme Sight
Sıvı seviye veya miktarını gösteren şeffaf gösterge Sight gage
Deponun dışına yerleştirilmiş sıvı seviye göstergesi Sight glass
Belirti Sign
İmzalamak Sign, to
Sinyal Signal
İmza Signature
Önem Significance
Önemli Significant
Sessizlik Silence
Susturmak Silence, to
Susturucu; gürültüyü önlemeye Silencer
Sessiz Silent
Silis Silica
Gümüş Silver
Gümüş kaplama Silver plated
Benzer Similar
Basit Simple
Basitlik Simplicity
Basitleştirmek Simplify, to
Sadece Simply
Taklit etmek Simulate, to
Aynı anda Simultaneously
1- …olduğundan Since
Hafifçe yakmak Singe, to
Tek Single
Tek uçlu Single ended
Tek motorlu uçak Single-engine aircaft
Lavabo Sink
Batmak Sink, to (sank, sunk)
Katılaşmak Sinter, to
Yer Site
Konum Situation
Boyut Size
Oldukça büyük Sizeable, sizable
Taslak Sketch
Kaymadan dolayı aşınma Skid burn
Yana kaymak Skid, to
Beceri Skill
Vasıflı Skilled
1- Deri Skin
Derinin kuruması Skin dehydration
Yüzey sürtünmesi Skin friction
Atlama mesafesi Skin distance
Atlamak Skip, to
Kenar Skirt
Gökyüzü Sky
Gökdalgası Skywave
Terminalde yolcu körüğünün hareket eden kısmı Sky-bridge
Gevşek Slack
Gevşetmek Slacken, to
Güç kontrol kolunun çok hızlı olarak ileri itildiği uygun olmayan motor çalıştırılması Slam acceleration
Meyil Slant
Yana yatmak Slant, to
Meyilli olarak Slantwise
1- Uzun Slash
Uçağın hücum kenarındaki hareketli kumanda yüzeyi Slat
Bağımlı birim Slave
Bağımlı istasyon Slave station
Balyoz Sledge hammer
Parlak Sleek
Kovan Sleeve
Dilim Slice
Dilimlemek Slice, to
Kayma Slide
Kaymak Slide, to
Kayan Sliding
Az Slight
1- Az Slightly
İnce Slim
Motor takılırken ya da sökülürken desteklemek için kullanılan kaldırma bağlantısı/bağı Sling
Kaymak Slip, to
Kaygan Slippery
Uzunluğuna kesmek Slit, to
Eğim Slope
Eğim açısı Slope angle
Meyilli olmak Slope, to
Yarık Slot
Yavaş Slow
Yavaşlamak Slow down, to
Yapışkan ya da sulu çamur Sludge
Ağır Sluggish
Sulu Slush
Küçük Small
Parçalamak Smash, to
Sürmek Smear, to
Kokmak Smell, to
Duman Smoke
Dumanı hissederek ikaz veren cihaz Smoke detector
Düzgün Smooth
Düzeltmek Smooth, to
Düzletme Smoothing
Kapatılmış Smother type
Dumana veya toza boğmak Smother, to
İçin için yanmak Smoulder, to
Engel Snag
Yakalamak Snag, to
Çıt sesi Snap
Kopmak Snap, to
Koklamak Sniff, to
Kar Snow
Birden durma Snub
Kuytu Snug
Kapalı yere sığınmak Snug, to
Islatmak Soak, to
Sabun Soap
Süzülmek Soar, to
Priz Socket
Yumuşak Soft
Yumuşatmak Soften, to
Toprak Soil
Kirletmek Soil, to
Güneş ile ilgili Solar
Lehim Solder
Lehimlemek Solder, to
Lehimleme Soldering
Solenoit Solenoid
Katı Solid
Yarı iletken Solid state
Katılaştırmak (solidified, solidified)
Solüsyon Solution
Çözmek Solve, to
Solvent kabı Solvent container
Bazı Some
Her nasılsa Somehow
Bazen Sometimes
Sonar Sonar
Sesle ilgili Sonic
Yakında Soon
Çeşit Sort
Tasnif etmek Sort, to
Ses Sound
Ses dalgaları Sound waves
Ötmek Sound, to
Kaynak Source
Güney South
Uzay Space
Ara vermek Space, to
Ara levhası Spacer
Kabarıp dökülme Spalling
1- Mesafe Span
Somun anahtarı Spanner
Kanadın bir ucundan diğer ucuna Spanwise
Uçak kanadının ana yapısal elemanı Spar
Yedek Spare
Yedek parça Spare part
Tutumlu olarak Sparingly
Kıvılcım Spark
Buji Spark plug
Spatula Spatula
Konuşmak (spoke, spoken)
Özel Special
Tür Species
1- Kesin Specific
Özgül ağırlık Specific gravity