Kurum Kültürü
Kurum kültürü, çalışanların tümü veya çoğunluğu tarafından kabul gören alışkanlıklardan, tutum ve davranış kalıplarından oluşur. Her kurumun kendine ait bir kültürü vardır ve bu kültür kurumları ayakta tutan önemli bir etkendir. İnsanları içe dönük, dışa dönük, esnek, katı veya duygusal gibi kişilik kalıpları ile tanımladığımız gibi, kurumları da buna benzer kalıplar ile tanımlayabiliriz. Başka bir açıdan kurum kültürü, kurumun çalışanları tarafından ve kurum dışındaki insanlar tarafından algılanış biçimidir. Yönetenlerin, çalışanların ve hatta müşterilerin gelenek, görenek ve alışkanlıkları kültür kavramını oluşturur. Şirket içinde paylaşılan değerler, semboller, fazla mesailer, vardiyalar hatta dedikodular bile kurum kültürünün birer parçasıdır.

 

Bilimsel olarak yaklaşıldığında ise kurumsal kültürün başlıca karakteristik özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
• Yönetim tarzı ve kriz anında alınan tavırlar
• Üniteler arası bütünleşme ve iletişim modelleri
• İşyerindeki çatışmalar ve başa çıkma yöntemleri
• Ödül ve ceza sistemi
• Çalışanların takım çalışmasına yatkınlığı
• İş tanımları, görev, yetki ve sorumlulukların belirginliği
• Çalışanların insiyatif kullanma oranı ve risk alma derecesi


Kurumları beton binaların ve yıllık bilançoların ötesine götüren, bir anlamda kuruma hayat veren ve kişilik kazandıran yönetim şekli ve çalışanlarıdır. Kurumlar, karmaşık yapıda olan canlılar gibidir. Kurumların da bilinçleri, hafızaları, problem meydana getirme ve problemi çözme yetenekleri vardır. Organizasyondaki yönetici ve karar vericiler kurumun beyni, çalışanlar vücudu, kurum kültürü de kişiliğidir denebilir. Kurum kültürünün kazaların oluşmasındaki etkisi de çok fazladır. Bu anlamda çalışanların davranış biçimini anlatan ve kurumsal kültürün uzantısı diyebileceğimiz yaklaşımlar için, “Burada işler böyle yürür”, “Eski köye yeni adet getirme” ve “Böyle gelmiş böyle gider” gibi ifadeler örnek olarak verilebilir. Bir bakım kuruluşunda uçuş emniyeti öncelikli hedef olmalıdır. Bunun için de kurum kültürüne emniyet kavramını yerleştirmek gerekir.

 

Emniyet Kültürü
Klasik insan faktörü anlayışı, emniyeti riske sokan davranışları azaltmak ve önlemek düşüncesine dayanır. Bu yaklaşım ile ‘insan’ için gösterilecek her çaba, kurumdaki kaza risklerini azaltır. Uçak bakımı karmaşık ve bir biri ile irtibatlı bir süreç olduğundan, kazaya yol açan faktörler incelenip kök-neden analizi yapıldığında, bir çok organizasyonel hata olduğu görülür. Bu açıdan kurum kültüründe ‘emniyet’ prensibini kısmen de olsa ihmal eden bir anlayış, uzun bir süreç içerisinde beslenerek büyür ve belirli koşulların tetiklemesi ile de büyük bir kazaya yol açabilir.

Kurallara çok uygun davranan ve emniyet konusunda ödün vermeyen şirketlerde dahi prosedürlerden sapmayı hoş gören, hatta cesaretlendiren, resmi olmayan davranışlar (kurum kültürü) gelişebilmektedir. Şirket kültüründeki bu eğilim son derece tehlikeli ve zararlıdır. “Bu seferlik yap, bir şey olmaz” gibi anlayış ve davranışlarla kesinlikle mücadele edilmesi gerekir.

Bu açıdan bir organizasyonda emniyet kültürünün oluşabilmesi için, işyerindeki pozisyonu ne olursa olsun, yöneticilerin ve tüm çalışanların hata önlemede aktif rol üslenmesi gerekir. Bir uçak bakım organizasyonunda emniyet kültürünün oluşumuna katkı sağlanması yönünde, doğrudan insan faktörleriyle ilgili aşağıdaki konularda, uygun prosedürlerin ve uygulamaların yer alması zorunludur:


• Emniyet politikası
• İş gücü kaynakları
• Planlı bakımlar için adam-saat kontrolü
• Bakım hatalarını saptama ve giderme prosedürleri
• Vardiya/görev devir prosedürleri
• İnsan faktörleri eğitimi


Bakım faaliyetleri sırasında, uçuş emniyetini etkileyen, uçak, malzeme ve ekipman hasarına neden olan hataların veya çalışanın emniyeti ile ilgili iş kazalarının sayısı, her çalışanın benimseyeceği bir emniyet kültürü ile azaltılabilir. Organizasyonun bir ‘emniyet raporlama ve inceleme’ planının olması önemlidir ve gereklidir. Ancak bu plan için kaynaklar yeterli değilse, emniyet ile ilgili kurallara ve önerilere uygun hareket edilmiyorsa, özellikle de organizasyonel hataların üzerinde durulmadan sadece çalışanların hatalarının üzerinde duruluyorsa verim almak mümkün değildir.


Uçak bakım organizasyonunda bulunan “Emniyet Yönetim Sistemi”, mevcut sistem ve prosedürler ile bütünlük içinde kalmalı ve uzun vadeli olarak ele alınarak aşağıdaki girişim ve uygulamaları kapsamalıdır:


• Bakım ortamındaki tehlikeleri tanımlama, değerlendirme ve kontrolü
• Çalışanların iş yerindeki tehlikelere karşı korunması, emniyet konularında bilgilendirilmesi ve denetleme
• İş ortamında maruz kalınan tehlikeli ve zararlı maddelerin izlenmesi
• İş yerindeki kazaların, olayların, yaralanmaların ve hastalıkların raporlanması ve incelenmesi
• Acil durum planı


Emniyet kültürünün bileşenleri şu şekilde sıralanabilir:


Bilgi kültürü: Sistemi yöneten ve işletenlerin, emniyeti bir bütün olarak belirleyen insan, teknik, organizasyonel ve çevresel faktörler hakkında güncel bilgiye sahip olmasıdır.

 

Haber verme kültürü: Çalışanların, hataları ve hata oluşmasına sebep olacak davranışları bildirme iradesine sahip olmasıdır. Yöneticilerin bu konuda zemin hazırlaması ve çalışanları teşvik etmesi çok önemlidir. Kendisine bir zarar geleceğini düşünen çalışan haber vermeyerek ‘banane’ anlayışını geliştirecektir.


Öğrenme kültürü: Yönetici ve çalışanların olaylardan doğru sonuçlar çıkarması ve ihtiyaca göre büyük değişikleri uygulayacak istek ve iradeye sahip olmasıdır.


Adil kültür: İnsanları suçlamayan, güven ortamı sağlanmış, doğrudan emniyeti etkileyen bir konuda ortaya konan görüşü kabul görüp ödüllendiren bir kültürdür.


Esnek kültür: Geleneksel hiyeraşik yapıya göre daha profesyonel ve organizasyonel esnekliğe sahip olmasıdır. Emniyet kültürünü oluşturan bu başlıkların hepsi, kurumun organizasyonel yapısı ile ilgilidirler ve ‘Organizasyonel insan faktörleri’ kapsamında ele alınırlar.

 

Sonuç olarak, tüm organizasyonlar kar amacıyla kurulur ve üretimi artırmayı hedefler. Havacılıkta ise konunun uçuş emniyeti gibi önemli bir boyutu vardır. Bu açıdan havayolu işletmeleri için ‘emniyet’ daima öncelikli hedef
olmalıdır. Riskleri başarılı bir şekilde kontrol altına alabilmek ve kazaları önlemek, kurum kültürüne emniyet kavramını yerleştirmek ile mümkün olur.

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği