Thumbnail
  • 01.01.2022

Alışverişin Formülü Çok Açık;

Bir Marka, Bir Müşteri Bir De Teknoloji

Dijital Dünya Alışverişi ve Ekonomiyi Yeniden Şekillendiriyor

 

Çok büyük çekirdekli, işlemcili bilgisayarların birçok özelliğine sahip akıllı telefonların ve internetin sayesinde müşteriyle, tüketiciyle her alandaki hedef kitleyle iletişimi en üst seviyeye çıkarmak artık kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiştir. Herkese hitap eden kampanyaların yavaş yavaş son bulacağı, çok kanallı araçlarla kişiye özel tekliflerin farklılaşarak, artacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz.

 

Metroya doğru giderken geçtiği koridorlarda hereketli, sesli ve görüntülü dijital reklam ekranlarının her biri Dedektif John Anderton’u göz retinasından ve kokusundan tanıyarak; “Merhaba John Anderton”, “Hadi gel Anderton”, “Stresli görünüyorsun”, “Tatil mi gerekli?” şeklinde seslenmekte, ilgisini çekmeye çalışmaktadır. Başrolde Tom Cruise’un olduğu Steven Spielberg tarafından yönetilen 2002 yılı Amerikan yapımı Minorty Report (Azınlık Raporu) adlı sinema filminden yapılan bu alıntı çok yakın gelecekte hiç de imkansız olarak görünmemektedir. Reklam panoları, bilbordlar henüz göz retinasından bizleri tanımasa da “Beacon” adlı sabit bir cihaz, mazağazaya girdiğimizi elektronik olarak anlayıp daha önce o mağazadan alışveriş yapmışsak onları görebiliyor ve bize özel teklif ve kampanyaları anında sunabiliyor.

Çok büyük çekirdekli, işlemcili bilgisayarların birçok özelliğine sahip akıllı telefonların ve internetin sayesinde müşteriyle, tüketiciyle her alandaki hedef kitleyle iletişimi en üst seviyeye çıkarmak artık kaçınılmaz bir gereklilik haline gelmiştir. Herkese hitap eden kampanyaların yavaş yavaş son bulacağı, çok kanallı araçlarla kişiye özel tekliflerin farklılaşarak, artacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Alışverişin boyut değiştirdiği günümüzde örneğin akıllı telefonlarda bulunan “Layar” uygulamasıyla ekrandan çevremize baktığımızda çevredeki mağazaların ve restoranların menülerini ve o güne özel tekliflerini görebiliyoruz.

Hedef kitle, ilgili markayla, kurumla ne kadar etkileşime geçerse ve interaktif olursa o markaya, kuruma karşı sadakati de o derece yüksek oluyor. Marka farkındalığını, bilinirliğini ve bağımlılığını artırmak amacındaki işletmeler de bu gerçekten yola çıkarak her gün yeni araç ve yöntemlerle hedef kitlesine erişim sağlamaya çalışıyor. Örneğin mobilya alırken, mobilyanın üç boyutlu modelini salonumuzun görüntüsünün üzerine yerleştirdiğimizde evimizde nasıl duracağını görebiliyoruz ya da duvarlarımızın, pencerelerimizin renk seçimini sanal olarak yapabiliyoruz.

Google Wallet gibi Yakın Alan İletişim teknolojileri, mobil ödeme ve mobil fiyat teklifleriyle tüketicilerin yetkinliğini artırırken, Amerika’da sanal soyunma kabinleri müşterilerin kendilerine en uygun kıyafet seçimini daha bir kolay hale getiriyor. Drone filosu sayesinde akıllı telefondan sipariş verenlerin siparişlerini gün içerisinde teslim eden Amazon müşteri memnuniyetini her geçen gün artırıyor.  Öte yandan Amazon “ileriye dönük paket gönderimi” hizmeti vereceğini açıklıyor ki bu da müşteri “satın al” butonuna bile basmadan Amazon’un o tüketicinin ne sipariş vereceğini bildiğini gösteriyor.

Teknoloji sadece bizi çok iyi tanıyıp takip etmiyor, aynı zamanda vücudumuzun, aklımızın bir uzantısı biçimini alıyor. Giyilebilir teknolojiler bunun en güzel örneği: Kan basıncı ve vücut ısısını düzenleyen giysiler, adım sayan ayakkabılar, harita ve rota bilgisi veren baş bölgesine takılan ekranlar, fotoğraf ve video çeken, sesli mesaj gönderebilen, soruları yanıtlayabilen Google Glass, hareket, uyku ve yeme alışkanlıklarımızı izleyen Up Smart Fitness Bilekbandı bunlardan sadece birkaçı.

İleri Görüş İnisiyatif çalıştaylarında perakende sektörünün aktörlerinin sıraladığı satın alma ve tüketici davranışını etkileyecek trendlere göre; çocuğumuzun istediği bir oyuncağı, TV’de beğendiğimiz bir elbiseyi 3 boyutlu yazıcı ile basabileceğiz. Bilbordlarda gördüğümüz ürünleri akıllı telefonlarla saniyeler içinde satın alabileceğiz. Gezerken yanımızdan geçen birinin parfümünün kokusunu ve markasını cep telefonumuzdan öğrenebileceğiz. Kıyafet önerisi ve kombin yapabilecek gardroplar ile daha hızlı karar verebileceğiz. Akıllı gözlük ile bir ürüne bakarken o ürünün başka mağazalardaki fiyatlarını karşılaştırabileceğiz. Bunlar gibi alışveriş ve tüketim alışkanlıklarımızı değiştirecek dijital teknoloji ürünlerinin ve hizmetlerinin dünyamıza ve yaşam tarzımıza yeni boyutlar getirecekleri kesin.

Alışveriş dünyasındaki gelişmeler gösteriyor ki önümüzdeki yıllar çok şaşırtıcı yeniliklere gebe. Big data (büyük veri) ile müşterilerin ürün aramalarını, sipariş listelerini, alışveriş sepetleri ve daha önceki satın alma verilerini analiz ederek onlara beklentilerinden öte hizmet sunmak olası hale geliyor. Müşterilerine özel hizmetler sunan, ürün ve hizmetlerini kişiselleştirebilen şirketler, büyük veri sayesinde her müşterinin demografik ve psikografik bilgileri ışığında zevklerini, tercihlerini, ne zaman ne satın alacaklarını, satın alma sıklığını bilerek sattıkları ürünler kadar, satış sürecini de kişiye özel hale getirmek durumundadır. Mobil bir neslin yetiştiği dünyada işletmeler hem ürünlerini ve hizmetlerini hem de kendilerini bu mobil dünyanın içinde aktif ve inovatif tutmak zorundadır.

1968 © Uçak Teknisyenleri Derneği